© Aydın Kritik 2021

AYTO'dan açıklama "Mobilya sektöründe iç pazar daralıyor"

Mobilya sektöründe meydana gelen hammadde sıkıntısı ve fiyat artışları hakkında değerlendirmelerde bulunan Aydın Ticaret Odası (AYTO) Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Bakış, "Mobilya sektöründe iç pazar daralıyor, maliyetler cep yakıyor" dedi.



Piyasada hammadde sıkıntısının bulunduğunu ve fahiş fiyatların mobilya sektörünü zora soktuğunu ifade eden AYTO Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Bakış, "Piyasalarda hissedilen istikrarsızlık ortamı ve pandemi ile başlayan sorunlarla birlikte 2022’de de kendini hissettiren mobilya hammaddesi bulunamama sıkıntısı ve fahiş fiyat artışlarının devam ediyor olması, sektörümüzü zora sokmakta ve dolayısıyla bu olumsuzluklar maliyetlere ve perakende fiyatlara yansıyor. Gerek üretici gerekse satıcı firmalar döviz kurlarının normalleşmesine rağmen ürünlerine gelen fiyat artışlarını engellenemiyor. Sunta, mdf, kereste, sünger, aksesuar ve kumaşta inanılmaz bir fiyat artışı yaşıyoruz. Son zamanlarda mobilya üretimi ve koltukların tasarımlarında metal, cam, ayna ve profil kullanımı epeyce yaygınlaştı. Bu malzemelerin de fiyat artışlarından etkilenmesi ürün fiyatlarını arttırdı. Örnek vermek gerekirse, metale gelen yüzde 300’e varan zam ve döşemelik kumaşlara gelen ortalama yüzde 50 zam ile birlikte Sünger metre küp fiyatlarında Kasım ayına göre yüzde 100 fiyat sıçraması oldu. Aralık ayına göre ağaç metre küp fiyatı yaklaşık yüzde 50 arttı. İhracat olduğu için sunta ve mdf fiyatları da artmaya devam ediyor" dedi.

Zamların Mart ayında da süreceği endişesi yaşadıklarını ifade eden Alkış, "Tüm bu artışlar olmasına rağmen esas işletmelerimizi kaygılandıran Mart ayında zamların devam edeceği yönünde. Aslına bakılırsa enflasyonun olduğu yerde zamlar olacaktır ama bu kadar sık olması, öngörülememesi ve bir yerde duracağa benzememesi alım satım yaparken ticaretimizi zarara uğratıyor. Çözüm olarak devletimizden acilen bu konuda destek bekliyor, fiyat artışlarının nedenlerinin araştırılmasını talep ederken mobilyanın hammadde olarak değil, mamül olarak ihracatının yapılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

"Piyasaların nakit sıkışıklığı, çek-senet gibi ödeme araçlarının itibar kaybı ve toptancılar tarafından tercih edilmemesi de yurtiçi alım ve satışları zorlaştırmaktadır" diyen Bakış, "Birçok firmamız öz kaynaklarına dönmesine rağmen, yüksek cirolu çalışan firmalarımızın ve kırsal kesimden alışveriş yapmak isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanıyor. Vatandaşlarımızın yerel firmalarda sezondan sezona ya da mahsülden mahsüle ticaret talebi devam ediyor. Günümüz koşullarında bu şekilde ticaret de bitme noktasına gelmiş ve vatandaşlarımız alışverişlerinde zorlanmaktadır, haliyle fiyat artışlarından dolayı cirolar yükselse bile satış adetleri düşme eğilimindedir. Bunun için bankaların devreye girerek uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanları oluşturmaları gerekmektedir. Aksi takdirde burada da uzun vadeli sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Aslında bu yurtdışında da olduğu gibi reel gerçekçi bir çözümlemedir. Eşya almak isteyenlere uzun vadeli, düşük faizli krediler cazip hale getirilmeli, böylece alışverişlerin devamlılığı ve firmaların ayakta kalması sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.

Ticari hayatta da bazı mevzuatların değişmesi gerektiğini savunan Bakış, "Gözlemlediğimiz ana sorunlardan biri de ticari hayatımızda bazı mevzuatlar değişmelidir. Herkes kolayca Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilmeli ancak bu sürecin vatandaşlarımız açısından da bir sorumluluğu olmalıdır. İşleyiş konusunda değişiklik yapılmalıdır. En azından başvurularda bir teminat yatırılmalı, tüketici ile esnaf devamlı karşı karşıya gelmemelidir. Sektörü bilen bilirkişiler çözüm mercii olarak devreye girmelidir ya da Avrupa’da olduğu gibi sigortalama sistemi devreye alınarak mal teslimatı yapılmalı, buradan doğacak maliyet belli bir süre devlet tarafından teşvik edilmeli ki müşterilerin bir zarar doğduğunda sigorta şirketleri ile görüşerek daha iyi hizmet almaları sağlanmalıdır. Tüm bunların yanı sıra pandemi koşulları ve ihracata yönelik çalışmalardan kaynaklı teslimat sürelerimiz uzamıştır. Bazı durumlarda 40 ile 60 güne ulaşmaktadır" dedi.

"Aydın ilinin mobilya sektöründe de marka kent olacağına inanıyorum"
Firmalara e-ticaret yapabilmeleri için teşviklerin verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen AYTO Yönetim Kurulu Üyesi Bakış şunları aktardı;
"Gelişen ve değişen tüketici ihtiyaçlarına göre firmalarımıza e-ticaret yapabilmelerine yönelik teşvikler verilmeli. E-ticaret sağlayıcıların komisyon oranlarının daha makul seviyelere indirilmesi sağlanırken yerel firmaların da daha rekabet edebilir seviyeye gelmesi için ülke genelinde eğitimler yapılmalıdır. Yanı sıra sektörümüzde tasarımlı ürünler ve yerel marka bilinci her geçen gün artmaktadır. Dünya ile rekabet edebilme adına bu alanlarda da destekler bekliyoruz. İller bazında olsun, okullar bazında olsun çeşitli yarışmalarla çocuklarımızın sektöre olan ilgisi geliştirilmelidir. Sektörel farkındalık oluşması için çeşitli tasarım yarışmaları düzenlenmelidir. Mobilyada kullanılan ürünlerde sağlığa zararlı ürünlerin kullanılmaması teşvik edilmeli, bunlarla ilgili eğitim çalışmaları ve AR-GE faaliyetleri yürütülmelidir. Mobilyanın ülke ekonomisine katkısı her geçen gün artmaktadır. Buradan hareketle ilimizin bu pastadan alması gereken pay kamu özel sektör işbirliği ile artırılmalıdır. İlimizde bir mobilya şehri kurulma hayali gerçekleştirildiğinde, Aydın ili mobilya konusunda gerek üretim gerek satış anlamında durumu lehine çevirmiş olacaktır. Bir mobilya şehri içerisinde Aydın’a yakışır bir fuar merkezi olmalı, bu fuar merkezi hem evlilik fuarlarına hitap etmeli hem de diğer başlıca sektörlere ev sahipliği yapmalıdır. Böylece eski yıllardaki gibi komşu illerden ziyaretçi trafiği arttırılıp tüm sektörler için kazanımlara gidilmelidir. Böylece Aydın ilimiz bu alanda da marka kent olacaktır."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER