© Aydın Kritik 2021

CİĞERLERİMİZİN YANMA MEVSİMİ YiNE KAPIDA

Sevgili Aydın Kritik okuyucuları şimdiye kadar her hafta kalemim yazdığınca sizlere bitkilerden bahsetmeye çalıştım. Yüksek müsadenizle bu hafta orman yangınlarından bahsetmek istiyorum. Malum havalar ısındı. Haberlerde sık sık orman yangınları ile yüzleşmek zorunda kalacağız.

Orman neden yanar?

Yıldırım düşmesi ve aşırı sıcaklar dışında yangınların % 99'u insan kaynaklıdır. Bizim neden olduğumuz sebeplerin en başında İHMAL ve DİKKATSİZLİK gelmektedir. Bilinçsizce yaktığımız anızlar, budanmış çalılar ve bıraktığımız çöpler. Cam ve teneke ambalajları da unutmamamız gerekli.

Maalesef keyfimize düşkün bir milletiz. Her ağacın altında iki taş arasında hemen bir mangal yakar keyfimize bakarız. Özellikle bu tam kapanma sürecinden sonra kendimizi doğaya salacağız. Yaktığımız ateşleri ve içtiğimiz sigaraları sanki bizden değilmiş gibi başıboş şekilde bırakmamalıyız.

Bir orman çok uzun yıllar boyunca bitkisini, çiçeğini, arısını, kuşunu, sürüngenini ve daha sayamadığımız birçok canlısı ile biyolojik çeşitliliğini oluşturmaktadır. Bu uzun yıllarda oluşan ormanlarımız yol, baraj, havaalanı, kentleşme, kesim baskısı ve yangın tehdidi ile azalıyor, tükeniyor. Verdiğimiz zarara karşı tabiat direnemez hale geliyor. Hele de bu yangınlardan sonra bazı haber kanallarında can kaybı yok deniliyor. Can kaybı yok ne demek! Ağacın, bitkinin, kaplumbağanın, tırtılın canı yok mu? Lütfen duyarlı olalım.

Ülkemiz orman bakımından evet oldukça zengin. Ama şunu unutmayalım ki gezegenimiz ısınıyor ve buna bağlı olarak ülkemizde de kuraklık ve susuzluk kendini göstermeye başladı. Bu şekilde bilinçsiz ve geleceğimizi düşünmeden hareket ederek sağlıklı yaşam sürdüremeyiz.

Sağlıklı ve kaliteli bir hayat için, oksijen kaynağı ormanları korumalı , yaşatmalı ve çoğaltmalıyız. Başka bir dünyamız yok. Onu elimizden geldiğince korumalı ve gelecek nesillere yaşanabilir bir şekilde bırakmalıyız.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER