© Aydın Kritik 2021

İLAÇLAMA VE VEKTÖREL MÜCADELE – 4

Aslında bu hafta sizlere Karasineklerden bahsedecektim. Ancak geçen hafta boyunca gelen kene ve pire şikayetleri çok fazla ve popülasyonlar yüksekti. O sebeple sıralamayı değiştirerek sizlere bu hafta kene ve pirelerden bahsedeceğim. Öncelik elbette Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı etkeni taşıyıcısı kenelerin.

 

KENELER

Keneler, zorunlu kan emici ektoparazitlerdir. Halk arasında böcek olarak bilinseler de aslında birçok yapısal ve biyolojik yönleri ile böceklerden ayrılırlar ve akar sınıfında yer alırlar. Yetişkinlerinde 4 çift bacak olmasıyla morfolojik olarak böceklerden fark arz ederler. Direk etkilerinin yanında vektör olarak birçok hastalığın taşıyıcılığını yapmaktadırlar. Sadece insanlarda değil hayvanlarda da birçok hastalığa sebep olmaktadırlar. Kenelerin insan ve hayvanlara yaklaşık 200 hastalık etkenini naklettiği bilinmektedir.

3 farklı aileden yaklaşık 900 türleri vardır. Ülkemizde ise 2 aileye bağlı 32 kene türü tespit edilmiştir. Kenelerin yaşam süreleri 6 ay ile 3 yıl arasında değişmekle birlikte tek seferde türüne ve beslenme durumuna bağlı olarak 15.000 yumurta bırakabilirler. Yumurtadan çıkan larvalar 2-3 hafta sona aktif olarak konak aramaya başlarlar. Ve kan emme dönemi başlar. Bazı tür keneler tam doyuma ulaştığında aç ağırlığının 200 katına ulaşabilirler.

Keneler birçok hastalığın taşıyıcısı olarak vektör görevi gördükleri gibi tek başlarına da zararlıdırlar. Kene felci diye bilinen ve ülkemizde dizilere de konu olmuş olan durum tek bir aileye ait 43 farklı tür kene tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Kene felcinin dişi kenelerin tükürük bezlerindeki nörotoksinler tarafından oluştuğu bilinmektedir. Kene tutunmasını takiben (5-7 gün) kas ağrıları, bacaklarda güçsüzlük ve halsizlik oluşturabilir. Kene tutunmayı bıraktıktan sonra bile bu durum bir süre daha devam edebilir.

 

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA)

 

            Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Hyalomma cinsi keneler (ülkemizde tek vektör Hyalomma marginatum) tarafından taşınan ve Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan, bulgularında ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal olan ve ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) bir hastalıktır. Ülkemize 2003 yılında kesin tanısı konulan hastalık ilk olarak Tokat ilinde görülmüştür. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’ndan korunmak için;

Ayrıca kenelerin çeşitli fiziksel ve kimyasal uyarılara hassasiyeti sonucu kusma refleksi geliştireceğinden ve hastalık ekenini vermesi söz konusu olduğundan kesinlikle kenenin üzerine sigara basmak, nane yağı sürmek, sıvı sabun sürmek, kolonya dökmek gibi işlemler yapılmamalıdır.

 

MÜCADELESİ

 

            Kene mücadelesinde öne çıkan birkaç temel strateji bulunsa da aslolan bu mücadele türlerinin hep beraber (entegre kene mücadelesi) yapılmasıdır. Bu mücadele de kenelerin kan emdiği konak hayvanların farklı kimyasallarla ilaçlanması, çevre ilaçlaması, kene kapanlarının kurulması, kene aşıları gibi yöntemler vardır. Bunlarla beraber tavuk, keklik gibi canlıların keneleri yediği bilinse de popülasyonu düşürücü etkisi olmamaktadır Dolayısıyla doğada kenelere özel bir predatör bulunmamaktadır.

 

 

 

PİRE

Sadece erişkin dönemlerinde insanlar üzerinde parazitlenen pirelerin yaklaşık 20 türü insanlardan kan emmektedir. Bir yıldan daha uzun süre yaşarlar ve tek seferde 10-50 adet olmak üzere yaşamları boyunca birkaç yüz yumurta bırakabilirler. Pirelerin aktivitesini engelleyen bazı koşullar vardır. Ortam sıcaklığı, nem ve gün ışığı ile gıda. Pireler sıcak ortamlarda,  %50’nin üzerinde nem olan ortamlarda ve az güneş ışığında optimum gelişme gösterirler. Güneş ışığı larvalar için ölümcül olabilir.

Gıda pireler için önemlidir. Pireler konaklarından 3-4 saat kan emebilirler. Vektör canlılardır ve başta veba, tularemi olmak üzere birçok hastalıkların etkenini taşırlar. Bunun yanında insan, kedi ve köpek gibi canlılarda kaşıntıyla baş gösteren alerjiye sebep olurlar. Erişkin mücadelesi son derece önemlidir. Konak hayvanların ilaçlanması, kovucu tasmalar takılması ve çevre ilaçlaması zorunlu yapılması gereken mücadele şekilleridir. Ayrıca larva, pupa ve yumurta evleri ile de mücadele edilmesi gerekmektedir. Çünkü dış çevrede erginden daha çok larva ve yumurta bulunmaktadır. Pire mücadelesinde kesinlikle profesyonel yardım alınmalıdır. Sağlıklı ve güvenli günler dileğiyle…

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER