Memleketim yanıyor!
Ekonomi
Hepimiz öfkeliyiz. Her yıl yaz aylarında çıkan standart yangınlardan daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu sefer öyle değil. Güzel ülkemin her yanı cehennem.. Yangın yerlerinden gelen görüntüler korkunç, kaç hektar alan kül oldu, kaç insanımız evinden oldu, kaç hayvanı kaybettik tam olarak bilmiyorum. Bildiğim tek şey üzgün ve öfkeli olmam. Doğa bize değil, biz doğaya muhtaçken neden yanıyor bunca ağaç? Çaresizlik duyguma, yetersizlik hissi karışmış durumda. Fotoğrafları, videoları gördükçe dişlerimi sıkmaktan, gözlerimin dolmasından ve artık o acılı görüntülere duyarsızlaşacak olmanın korkusundan başka bir şey yapamıyorum. Ağaç dikelim diyorum kendi kendime sürekli, ya o canlar, onlar nasıl geri gelecek?
Bir ülkede her şey olabilir.
Yangın, kundaklama ve sabotaj.
Afet ve salgın.
Savaş.
Zaten yıllardır neler görmedik ki?
Kritik olan konu bu kötü durumları nasıl yönettiğin ve öncesinde ne kadar hazırlıklı olduğun. Kaynakları geçmiş, şimdi ve gelecekte verimli kullanıp kullanmadığın.
Mesela Türk Hava Kurumu (THK) gibi önemli bir kuruma atanan kişi tüm ülke yanarken, herkes yangın yerinde seferber olurken nasıl görevinin başında değil? Yıllardır bu kuruma akın akın bağış toplanıyor. Bu kurum insanların güvendiği ve desteklediği bir kurum değil mi?
Düşünün ki satış yaptığım bir websitem var. İşimin başında değilken websitem çökerse ne yaparım? Hemen koşa koşa gelir bilgisayarımın başına düzeltmeye çalışırım, değil mi? Peki ya çöken, koca bir ülkenin yaşam alanları ise? Nerde olsan işinin başına koşmaz mısın?
Sadece bu değil, yangın söndürme uçaklarımızın sayıca yetersizliği, hangarda bekletilen uçaklar vs...Yazılacak çok şey var, sorulacak çok soru var.
Eminim ülkesini seven herkes benim şuan ki hayal kırıklığımı ve üzüntümü paylaşıyordur.
Yine de şimdilik sadece umuda ve çözüme odaklanmak istiyorum.
Ki bütün enerjimizi var olanı korumaya harcayabilelim.
Dilerim ki güzel ülkem daha fazla yara almasın.
Nefessiz kalan bizlere geçmiş olsun.
İlginizi Çekebilir