Deprem, salgın hastalık, savaş, göç vb. olumsuz yaşam olaylarının hayatımız üzerindeki etkisi günden güne artıyor. Yaşamımızın kaçınılmaz bir parçası olma özelliğini taşıyan bu olaylar gelişim sürecimizde bize olumlu ve olumsuz birçok iz bırakmakta. Yalnızca ülkemizde değil dünyada yaşanan olaylar stres ve umutsuzluk benzeri duygularımızın artmasına sebep olabiliyor. Şahit olunan olumsuz yaşantılar fiziksel sağlığımızda olduğu kadar ruh sağlığımızda da çok fazla tahribata yol açıyor. Bu durumda ruh sağlığımızı korumanın önemli bir ayağını da ön plana çıkarıyor: Psikolojik Sağlamlık
Psikolojik Sağlamlık, olumsuz ve yıkıcı yaşantılar karşısında güçlü kalabilme ve duruma uyum sağlayabilme becerisi olarak tanımlayabiliriz. Psikolojik Sağlamlık, olumsuz durum ve olaylarla karşı karşıya kalınca uyum sağlarken kullandığımız olumlu yolları içeriyor. Bu uyum sağlama sürecinde bizler içsel ve dışsal kaynaklarımızı kullanıyoruz.Yani sahip olduğumuz öz saygı, öz güven düzeyi, benlik algımız, aile ve arkadaşlarımızdan aldığımız destek gibi özellikleri kullanıyoruz. Bazı bireyler doğuştan getirdikleri bazı bireyler ise çevrenin etkisiyle sahip oldukları durumlardan dolayı psikolojik sağlamlık bakımından riskli bireyler olarak nitelendirilir. Örnek vermemiz gerekirse; yoksulluk, ebeveynlerde patolojik sorunların varlığı, terör gibi durumlar risk faktörleri olarak karşımıza çıkar. Çocuk ve ergenlerin erken yaşlarda bu durumlara maruz kalması bireylerin gelişimini olumsuz yönde etkileyen, sekteye uğratan durumlardır. Ama araştırmacılar psikolojik sağlamlık becerisinin risk faktörleri olmadan tam olarak kazanılamayacağı konusunda hemfikir olmuşlardır. Diğer bir boyut ise koruyucu faktörlerdir. Koruyucu faktörler de bireylerin olumsuz yaşantılar karşısında uyum sağlama yeteneğini artıran unsurlar olarak karşımıza çıkar. Koruyucu faktörleri 3 başlık altında inceleyebiliriz:
1)Bireysel faktörler: özgüven, öz saygı, öz şefkat, içsel denetim odağı, gelişmiş sosyal beceriler, bilgi düzeyinin artışı
2)Aile ile ilgili faktörler: sağlıklı ve güçlü iletişim, destekleyici ve sıcak aile bağlarının varlığı, sosyoekonomik açıdan avantajlı olma, iyi ebeveyn nitelikleri
3)Aile dışında kalan faktörler: aile dışında kalan bireylerle iyi ilişkilerin varlığı(eş, dost vb.), iyi bir çalışma ortamı ve çalışma arkadaşlarının varlığı, nitelikli bir eğitim düzeyine sahip olma olarak sıralanabilir.
Psikolojik Sağlamlık son yıllarda önemi artan ve daha fazla yer bulmaya başlayan bir kavramdır. Genetik olarak getirilen özelliklerin ve çevresel koşulların bireyin hayatındaki etkisi su götürmez bir gerçek. Fakat psikolojik sağlamlık kapasitesinin geliştirilebilen bir beceri olduğunu da söylememiz gerekiyor. Psikolojik Sağlamlık becerimizi geliştirebilmek için;
1)Düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmayı hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Yapılan araştırmalar sonucunda egzersiz ve yürüyüşü yaşamının bir parçası haline getiren bireylerin kaygı düzeylerinde azalma ve depresyona yakalanma riskinde azalma gözlendiği bununla birlikte mutluluk hormonu salgılanmasını da tetiklediği bildirilmiştir.
2)İyi, sağlıklı ve güçlü sosyal destek ağlarına sahip olmak önemlidir. Kendimizi ifade edebileceğimiz ve kendimiz olabileceğimiz yakın sosyal destek ağlarına sahip olmak yaşadığımız stresli ve olumsuz yaşam olaylarını paylaşma imkanı sunar. Böylelikle bireyler daha az yalnızlık ve umutsuzluk duyguları yaşayabilir.
3)Sosyal aktivitelerimizi geliştirmeliyiz. İlgi ve yeteneklerimizi tanımak bunlara yönelik hobiler edinmek ve bu hobileri düzenli olarak sergilemek psikolojik sağlamlık becerimizi de olumlu etkileyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Pandeminin varlığını sürdürdüğü ülkemizde kimi zaman kapanmalar hobilerimizi yapmaktan bizi alıkoyuyor olabilir. Böyle zamanlarda da hobilerimizi evde sürdürebilecek formlara dönüştürebilir veya evde yapılabilecek hobiler keşfedebiliriz.
4) Zaman geçiyor, hayat ilerliyor, insanlar eksiliyor veya artıyor. Sizinle, hayatınızın sonuna kadar kalabilecek tek kişi kendiniz, kendi benliğinizdir. Kendinize zaman ayırın, çok yoğun tempolu bir hayata da sahip olsanız günde 15 dakika kendinize ayırdığınız ''özel'' bir zamanınız olsun. Kendinize kulak verin, kendi sesinizi, hislerinizi, neye ihtiyaç duyduğunuzu dinleyin. Yorulup, dinlenmek sizin de hakkınız. Yorulduğunuzu, tükendiğinizi hissettiğiniz zaman bunun farkında olun ve durup dinlenin.
Psikolojik Sağlamlığınızı koruyamadığınızı veya azalmaya başladığınızı hissettiğiniz an bir ruh sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin. Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi heyecanla bekliyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle!
Kaynakça: Arslan, G.(2015).Psikolojik istismar, psikolojik sağlamlık, sosyal bağlılık ve aidiyet duygusu arasındaki ilişki.Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 36, 47-58.
Karaırmak, Ö.Psikolojik sağlamlık, risk faktörleri ve koruyucu faktörler.Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(26), 1-14.
indigodergisi.com
Yorum Yazın