Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı kırsal Mezeköy mahallesinde yapımı planlanan Jeotermal Elektrik Santrali (JES)’ne karşı çıkan mahalle sakinleri, çevre örgütleri, siyasiler ve gönüllü vatandaşlardan oluşan grubun, yargı süreci devam ederken iş makinelerinin çalışmasının hukuksuzluğunu dile getirmeye çalışması üzerine Köşk Kaymakamlığı köye giriş-çıkış yasağı getirdi.
Hasan Toker- Yasal dayanak olarak 5442 sayılı kanunun 32/Ç bendinde yazan “İlçe sınırları içinde huzur ve güvenliğin kişi dokunulmazlığının tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkilisi kaymakamın ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için kaymakam gereken tedbir ve kararları alır.” ibaresini gösteren yasaklama kararına göre mahalleye giriş çıkışlar 7 gün süreyle durdurulacak.
NE OLMUŞTU?
Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Mezeköy ve Uzundere mahallelerinde bulunan 19 parsellik alan Resmi Gazete’de yayımlanan kararla acele kamulaştırılmıştı. 18 kuyulu santral yapımına karşı bölge halkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın vermiş olduğu” ÇED gerekli değildir” ve “Acele kamulaştırma” kararları ile ilgili konuyu yargıya taşımışlardı.
İş makinelerinin bölgede kazı yaptığını fark eden mahalle sakinleri, çevre örgütleri, siyasiler ve gönüllü vatandaşlardan oluşan grup yapılan çalışmanın kanuna aykırı olduğunu ve devam eden bir yargı süreci olduğunu belirtip, iş makinelerinin durdurulması gerektiği belirtti. Bölgeye gelen çok sayıda jandarma tarafından önce gruba müdahale edilerek birçok kişi gözaltına alındı, sonrasında da mahalleye giriş çıkışlar engellendi.
İDARİ İŞLEMİN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI VE İPTALİ İSTEMİ
Köşk Kaymakamlığı tarafından alınan karara ilk yasal tepkilerden biri Türkiye Komünist Partisi Aydın İl Yöneticisi Avukat Burak Özdemir’den geldi. Özdemir, 24.08.2022 tarihinde Aydın 1. İdare Mahkemesinin 2022/1943 Esas numaralı dosyasında idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması, akabinde iptali istemi ile dava açtı.
Dava konusu idari işlem nedeniyle şahsının ve tüm diğer vatandaşların seyahat özgürlüğü ile barışçıl toplantı özgürlüğü hakkının yasaklandığını belirten Avukat Burak Özdemir, “Dava konusu idari işlemin tesis edilme gerekçesinin, köylerine yapılan JES karşısında rahatsız olan ve tepki gösteren yerli halkın mücadelesine destek olunmaması ve özellikle de Mezeköy Mahallesinde barışçıl nitelikteki toplantı özgürlüğü hakkı ile bununla bağlantılı ifade özgürlüğü hakkının kullanılmasının engellenmek istenmesidir” dedi.
KAYMAKAMLIK KARARI HUKUKA AYKIRI
Köşk Kaymakamlığı tarafından alınan yasaklama kararının kanunilik ilkesi yönünden ve yetki ile konu unsurları bakımından apaçık hukuka aykırı olduğunu dile getiren Özdemir, “İdarenin ilan ettiği yasaklama kararının yasal dayanağı 5442 sayılı kanunun 32/Ç maddesidir. Bu madde hükmü davalı idareye yetki ve sorumluluğu bünyesinde bulunan yerleşimlere giriş ve çıkış yasağı koyma yetkisi öngörmemektedir. Temel hak ve özgürlükler Anayasa madde 13 uyarınca ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Bu noktada salt şekli bir kanunun varlığı yeterli değildir. Yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerekir. Başka deyişle, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi zorunludur. Diğer yandan yasal düzenlemelerin kamu makamlarına hangi şartlarda ve hangi sınırlar içerisinde tedbirler uygulama ve temel haklara yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve muhtemel kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi birçok kararında bu hususa vurgu yapmıştır. ( AYM Bireysel Başvuru 2014/256 Tuğba Arslan Kararı, 2013/2187 Sevim Akat Eşki Kararı, 2012/3434 Hayriye Özdemir Kararı)
5442 Sayılı Yasanın 32/Ç maddesinde öngörülmemiş bir yetki Köşk Kaymakamlığı tarafından kullanılmıştır. Yasaklama kararının kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, davalı idare ikna edici, somut gerekçeler sunmaksızın, soyut ve basmakalıp nedenlerle OHAL koşullarını yansıtır şekilde Anayasal nitelikteki temel hak ve özgürlüklere yönelik yasaklama yoluna gitmiştir. Kaymakamlığın yasaklama kararı, toptancı bir şekilde ve ölçüsüzce seyahat özgürlüğü hakkı ile barışçıl toplantı hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmak suretiyle ihlali sonucunu doğurmuştur.
Böylece, davalı idare kanunilik ilkesini çiğneyerek Anayasanın 13. maddesini ihlal etmiş ve kanunen yetkisi bulunmayan bir konuda dava konusu idari işlemi tesis etmiştir. Bu sebeplerle dava konusu idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına, ardından duruşmalı inceleme yapılarak iptaline karar verilmesini talep ettik” dedi.
Yorum Yazın