Dürüstlük, hoşgörü, saygı, adalet, sevgi ve yoksula yardım etmek gibi insani değerler ahlaki standartları oluşturur ve toplumsal düzenin korunmasında öncü rol oynar. Erdemli bir insan olmak, ahlaklı çocuklar yetiştirmek her toplum için en yüce değerdir. En üstün ahlak kuralları evrenseldir. Yani din, ırk, ülke farkı tanımazlar; sevgi, yardımlaşma, doğruluk, dürüstlük, insan severlik, acıma, vb. duygular her toplumda geçerlidir. Fakat bunlar dışında her toplumun kendine özgü ahlak kuralları bulunur. Her birey, kendi toplumunun kurallarına ve evrensel değerlere uygun yetiştirilmelidir. Ahlak gelişimi, toplumda nasıl davranacağının farkında olmaktır. Toplumun tüm değerlerine olduğu gibi uymak değil, toplumda proaktif bir uyum geliştirmek için kendi değerler sistemimizi oluşturma sürecidir. Birlikte yaşadığımız insanlara karşı görev ve sorumluluklarımızı öğrenmek ahlak gelişiminin bir parçasıdır. Ahlak gelişiminin en üst düzeyi ise bireyin, kendi toplum kurallarına ve evrensel değerlere uygun, bağımsız olarak doğru karar vermesidir. Birey, insani amaçlar doğrultusunda kendi arzusuyla kötülüklerden uzak duruyor, iyiliğe ve adalete yöneliyorsa ahlak gelişimi tamdır.
Yaşamın ilk yılları, çocuk gelişiminin en hızlı olduğu kritik yıllardır. Bu yıllarda temeli atılan gelişimlerden biri de ahlak gelişimidir. Ahlak gelişimi, kişilik gelişiminin en önemli öğesidir. İnsanlar, ahlak kurallarını bilmelerine rağmen bu kurallara uymakta güçlük çekerler. Bu sebepten çocukların ahlak gelişiminde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, “küçük o daha, bunlar için erken” demeden erken yaşta ahlak kuralları öğretilmeli ve ahlak kurallarına yönelik olumlu bir tutum benimsemeleri sağlanmalı, ayrıca bunları uygulama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Öncelikli olarak çocuğa iyi ve kötü davranışların nedenleriyle anlatılması gerekir.
Ahlak gelişimi, çocuğun fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimiyle paraleldir. Çocuk toplumsallaşma süreci içinde neyin iyi, neyin kötü olduğu hakkında fikir geliştirir. Büyüdükçe diğer bireylerin duygularını ve toplum kurallarını anlama yeteneği artar. Toplumun temeli olan ailenin ahlaki tutumu, ahlak gelişiminin temelidir. Ailenin ahlaki tutumu, çocuğun çevresi ile uyumlu, yanlış ve kötü davranışlardan uzak, erdemli ve sorumluluk sahibi olmasını da sağlayabilir, tam tersini de. 2 yaşına kadar çocuk kural ve sınır tanımaz, ısrarlı ve inatçı davranışlarda bulunabilir. Bu gayet doğal bir durumdur. Çocuk 2-6 yaş aralığında kuralların farkına varmaya başlar, fakat amaç ve gereğinin bilincinde değildir. Bu süreçte ebeveynlerin çocuğuna sınır koymaması, ondan olgun tutumlar ve hoşgörü beklememesi gerekir.
Çocuğun ahlak gelişiminde, yaşı büyüdükçe dış baskılardan doğan ahlak anlayışı zamanla yerini özümsenen bir ahlak anlayışına bırakır. Başlangıçta sadece biçimsel olarak, amaç ve gereğinin bilincinde olmadan ve sadece anne-baba korkusuyla uyulan kurallar, zamanla özün kavranmasıyla uygulanır. İşte bu durum olgun ve gerçekçi bir ahlak anlayışının oluştuğunun göstergesidir. Yanlış yetiştirilen birçok çocukta üstbenlik yeterince gelişemez, “yakalanmadığın sürece kuralları çiğneyebilirsin” algısı gelişir. Ahlak kurallarının bilinmesine rağmen kişisel çıkarlar hep ön planda olur. Bu sebepten çocuğun ahlak gelişiminde siz ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir. Yaptıklarınızla söyledikleriniz kesinlikle çelişmemeli. Unutmayın ki önce siz rol modelsiniz; çocuğunuz önce sizlerle görecek, sizlerden görecek. Arkadaşıyla kavga eden çocuğa bunun kötü bir şey olduğunu söyleyip bir tokat da sizin atmanız çok ironik bir durumdur. Bu biraz şey gibi; “kadına şiddete dur!” diyoruz ve bunu haykırırken slogan olarak “kadına uzanan eller kırılsın” diyoruz. Bu nokta çok ince bir çizgi. Kendini yetiştirememiş büyüklerin ellerinde çocuklar büyür, ama gelişemez.
Erdem ve ahlak sahibi olan, çocuklarının da öyle bireyler olması için çırpınan güzel yürekli insanlarımıza...