Araç değer kaybı, kaza yapan aracın kazadan önceki değeriyle onarımı sonrasındaki değer farkıdır.
Yargıtay uygulamasına göre değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Araçtaki hasar iyi bir şekilde onarılmış olsa dahi aracın ikinci el satışında, kaza nedeniyle yapılan onarım ve tramer kayıtları nedeniyle aracın değer kaybına uğraması kaçınılmazdır.
Bir Yargıtay kararına göre de tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından, onarıldıktan sonra mübadele(rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir.
Gerçekleşen kaza nedeniyle değer kaybının giderilmesi için kusursuz veya daha az kusuru olan taraf, araçtaki zararın giderilmesi için diğer tarafa veya sigortacısına talepte bulunabilecektir.
Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği ve daha önce karışmış olduğu kaza da dikkate alınarak kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya göre hesaplanması gerekir.
Araç değer kaybı tazminatı talep edebilmek için kanunda yapılan değişiklikle artık araçta yaş veya kilometre şartı aranmamaktadır. Her yaş ve kilometrede araç değer kaybı tazminatı talep edilebilecektir. Ancak talep eden taraf %100 kusurlu olmadığı gibi değer kaybı başvurusu yapılan araç da pert olmamalıdır.
Araç değer kaybı tazminatı talep edecek kişi yönünden şartlar gerçekleştikten sonra karşı tarafa yönlendirilecek talepler, önce kazada kusurlu olan araç sürücüsünün zorunlu trafik sigortasına gerçekleştirilmelidir çünkü Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesine göre, "Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurabilir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın