“Gözlerimizi kapayıp yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur.”
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922 yılımda Bursa’da öğretmenlere yaptığı konuşmadan bir kesit yukarıdaki cümle. Bilimi ve fenni kendine rehber edinmiş çok yönlü bir liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Askeri deha olduğu kadar hukuk, matematik gibi alanlarda çok geniş araştırmaları olan ve bilindiği üzere ülkemize bir geometri kitabı kazandırmış ilginç bir liderdir. Mustafa Kemal’in ömrü boyunca yüzlerce kitap okuduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Matematiğe çocukluğundan beri özel ilgi duymaktadır Mustafa Kemal. Sebebi de malumunuz ona ismini veren matematik öğretmenidir. Bu ilgi onu daha çok meraka bununla beraber de daha çok okumaya sevk etmiştir. Ve ülkemize bir geometri kitabı kazandırmıştır. Atatürk, bunu birtakım Fransızca geometri kitaplarını okuduktan sonra hazırlamış ve yapıt ilk kez 1937 yılında yayınlanmıştır. Bu 44 sayfalık kitapta yer alan uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, iç ters açı, dış ters açı, taban, eğik, yatay, düşey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarp, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı, gerekçe gibi terimler Atatürk tarafından türetilmiştir.
Ulu önderin bilimsel perspektifi de dünyayla birlikte gelişme göstermiştir. Belki de bu gelişmede en ilginç olanı evrimle ilgili düşünceleridir. 1900’lerin başında dünyada gelişme gösteren önemli bilim sahalarından biri evrimdir. Birçok yeni keşif, genetik biliminin gelişmesi beraberinde evrimle ilgili gelişmeleri de doğurmuştur. Okuma alışkanlığı üst düzey olan Mustafa Kemal de bu gelişmelere kayıtsız kalmamış ve konu ile ilgili kitaplar okuyarak kendini geliştirmeye çalışmıştır. Konu ile ilgili okuduğu kitaplardan notlar almıştır. Daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Prof. Dr. Zafer Toprak’ın Boğaziçi Üniversitesi’nde verdiği “Atatürk ve Darwinizm” başlıklı sunumunu internetten izleyebilirler.
Tabi kendi emekleri bir yana 1933’den sonra ülkemize çok değerli bilim adamlarının gelmesine katkı sağlamıştır. Nazi Almanyasından kaçan birçok Alman bilim adamına ülkenin kapılarını açmıştır. Birçok bilim adamı ülkenin ilk modern üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’ni tercih etmiş olsa da Ankara’da küçük binalarda hizmet veren fakülte ve yüksekokulları tercih edenler de vardır. Ülkemiz özellikle tıp fakültesi, matematik, tabii bilimler, hukuk, iktisat ve mimarlık üzerine göç almıştır. Ülkemizde temeli atılan birçok temel bilim kürsüsü o dönemde açılmıştır. Son yazımda anlattığım Ord. Prof. Dr. Curt Kosswig’in ülkemizde zoolojinin babası olarak bilinmesi bu dönemin ürünüdür. Türkiye’de kısa bir süre kalmış olmasına rağmen modern Türk müzik çalışmalarının başlamasında önemli katkısı bulunan ve kendisinden sonra Cari Ebert, Ernst Practorius ve Eduard Zuckmeyer’in de gelmelerini sağlayan Paul Hindemith’in adını da zikretmeden geçemeyiz.
Görüldüğü üzere sadece belli bir alanda değil bilimin her alanında gerek kendisi gerek de kucak açtığı bilim insanlarının hizmetleri sayesinde ülkemizde bilimin gelişmesini sağlamıştır. Ülkemizin emperyalist güçlerce paylaşılmasına karşı örgütlediğin kurtuluş savaşıyla, kurduğun cumhuriyetle, bilime, fenne, doğaya, çocuklara, kadınlara verdiğin önemle, devrimlerinle sen çok yaşa ATAM. Saygı, özlem ve minnetle…
Kaynaklar:
- Erdem A.R., (2014) ATATÜRK’ÜN BİLİME VERDİĞİ ÖNEM: BİLİMİ ve BİLİMSEL DÜŞÜNCEYİ HAYATTA REHBER EDİNMESİ, Erdem A.R., 2014
- Klaus-detlev Grothusen, (1981)1933 Yılından Sonra Alman Bilim Adamlarının Türkiye'ye Göçü,
- A. İnan. (2007). Atatürk Hakkında Hatıralar Ve Belgeler. ISBN: 9789944881401. Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları.
- R. E. Ünaydın. (1954). Atatürk Tarih Ve Dil Kurumları - Hatıralar. Yayınevi: Türk Tarih Kurumu.
Facebook Yorum
Yorum Yazın