Sağlıklı ve temiz çevrede yaşamak insanoğlunun en temel hakkıdır. Ne yazık ki artan nüfus, doğal kaynakların kötü kullanılması ve plansız endüstrileşme gibi olumsuz etkenler çevre kirliliğine sebep olmakla beraber insanoğlunu en temel hakkından mahrum bırakmaktadır. Sadece insanoğlunu değil aynı zamanda tüm dünya üzerinde yaşayan canlıların yaşamını tehlikeye sokan çevre kirliliği nedir?
Doğanın temel fiziksel unsurları olan hava, su ve toprak üzerinde olumsuz etkilerim oluşması ve canlıların yaşamsal aktivitelerinin olumsuz yönde etkileyen çevre sorunlarına "Çevre Kirliliği" adı verilmektedir. İnsanoğlunun yeryüzünde yaşamaya başlamasından ve kendisine ait yapay bir çevre oluşturmasından itibaren insan ve doğa arasındaki denge,biz insanoğlunun aleyhine doğru hızlı bir şekilde bozulmuştur.
Özellikle son zamanlarda ekolojik dengeyi hızlı bir şekilde bozan insanoğlu, yaratmış olduğu bu olumsuz etkilerin kendine dönmesi ve sağlığının olumsuz yönde etkilenmesi üzerine çevre bilincine varmaya başlamıştır.
Doğal çevrenin korunması ve sürdürülmesi amacı ile 1972 yılında İsveç'in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı toplanmış ve çevre sorunlarını ele almışlardır. Bu konferansı ile 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kararlaştırmışlardır.
Ülkemizde ise 1978 yılında Türkiye Çevre Vakfı daha sonra ise Çevre Müsteşarlığı kurulmuştur ve alınan kararla 5-11 haziran arasını Çevre Koruma Haftası olarak kabul edilmiştir.
Çevre kirlenmesi hepimizin günlük yaşamını etkileyen olumsuz bir olaydır. Kentlerde nüfusun hızlı artışı ve endüstrileşme ile birlikte çevre sorunları ortaya çıkmaktadır.
Yaşadığımız şehir Aydın’dan, Efeler’den Ünlü Tarihçi Heredot “ Bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzünün altı ve en güzel iklimin bulunduğu yer” , Ünlü gezginlerden Evliya Çelebi “Ovalarından bal, dağlarından yağ akar” diye bahsetmiştir. Fakat günümüzdeki kontrolsüz çoğalan ve usülüne uygun yapılmayan jeotermal tesisleri Aydın ilini tarihinden ve anılarından uzaklaştırmaya başlamıştır.Çevreye yayılan kötü kokular, maliyeti düşürmek için yeniden yer altına gönderilmeyen akarsulara bırakılan sular.....
Aydın’daki pek çok siyasi, sivil toplum örgütleri, kontrolsüz şekilde çoğalan jeotermal tesislerine karşı tepki göstermiş ve göstermeye de devam etmektedir.Tepki gösterenlerin başında da Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay geliyor.Başkan Atay, 2019 Yerel seçimlerinden önce ben usülsüz jeotermale karşıyım diyebilen tek adaydı. Seçimi kazandıktan sonra da yapmış olduğu faliyetlerden, jeotermal firmalarının karşısında Efeler Halkıyla omuz omuza dik duruşundan Fatih Atay’ın çevreye olan duyarlılığını hissetmemek mümkün değil. Aydın’da ilk defa Çevre Film Günleri düzenlendi.Yurt Dışından senaristler, yönetmenler Aydın’a geldi.Düzenlenen etkinlikte hazırlanan kısa filimler Uluslar arası platformlarda dereceye girdi ödüller aldı.Aydın ilinin adı tüm dünya da duyuldu.Hatırlarsınız geçtiğimiz yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Başkan Atay Tralleis kazı alanında doğa yürüyüşü organize etti. Yürüyüş; hem çevre duyarlılığı hemde tarihe olan saygıyı fazlasıyla hissettirdi.Efeler Belediyesi’nin düzenlediği bu etkinlik hem yerel basında hemde ulusal televizyon kanallarında günlerce yayımlandı.Efeler Belediyesi tarafından çevreye zarar veren atık pil ve atık yağları toplanması ve teşvik etme amacıyla toplayanlara ödül verilmesi, Başkan Atay’ın çalışmalarından sadece birkaçı....
Ayrıca yarında yine Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’ın öncülük ettiği kültür-sanatla, çevre bilincini birleştiren “ Sıfır Atık Projesi” şiir, resim ve kompozisyon yarışmasının ödül töreni var. Projeye katılan tüm öğrencilerimizin gözlerinden öperim. Çevre konusundaki hassasiyetini her fırsatta dile getiren ve çalışmalar ortaya koyan Efeler Belediye Başkanımız Mehmet Fatih Atay’ın önünde saygıyla eğiliyorum. Umarım Efeler Belediye Başkanımızın çevre duyarlılığı Aydın’daki ve tüm Türkiye’deki yerel yöneticilerimize örnek olur.