Çocuğun cinsel istismarı yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada görülen küresel sorunlardan biridir. Çocuğun fiziksel, sosyal, psikolojik gelişimini yaralayan ve çocuk haklarının ağır ihlalini içeren; asla göz yumulmaması gereken ve herhangi bir gerekçesi olmayacak ciddi bir suçtur. Geçtiğimiz haftalarda sizinle istismar ve ihmal nedir, türleri nelerdir, istismarcılar çocuklara nasıl yaklaşır ve böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımız zaman nerelere başvurabiliriz bunları tanımıştık. Şimdi bir de bilinen yaygın yanlış inançları ve böyle bir durumla karşılaşmadan nasıl önlemler alabiliriz bunları konuşalım
BİLİNEN YANLIŞLAR
1)Cinsel istismar çocukların hayal ürünüdür. Hikaye uydururlar. Çocuklar istismar hakkında yalan söylemez, hayal kurmaz, hikaye uydurmazlar. Sevgi, ilgi, şefkat ihtiyacı dikkat çekme isteği gibi durumlardan dolayı istismara uğradıklarını söylemezler. Çocuklarda istismarın belirtilerini gördüğümüzde veya kendilerinin beyanı olduğunda onlara güvenmeliyiz, inanmalıyız. Çocuğun beyanı esastır.
2) Tatlı, güzel, çekici veya pasif, çekingen, özgüveni düşük çocuklar istismara uğrar. Çocukların dış görünüşleri istismarın gerekçesi olamaz. Sadece, fiziksel veya zihinsel engel gibi durumlar bazı çocukları risk grubunda yapar. İstismarın gerekçesi, nedeni, bahanesi olamaz.
3) Çocuklara kurallara uymalarını ve büyüklerin sözlerini dinlemeyi öğretmeliyiz. Bu durumda başlarına bu gelmez. Yapılan araştırmalar istismarcıların, çocuklara dayatılan bu kuralları kullandıkları, çocukları bu kurallarla korkuttukları ve istismarı sistematik hale getirdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çocuklar, ''anlamaz'' diyerek yaşı bahanesiyle bilgilendirilmekten kaçınılmamalıdır. Yaşı ve gelişim özellikleri dikkate alınarak çocuklara iyi dokunuş, kötü dokunuş, bedenin özel bölgeleri, bu bölgeleri kimin göreceği gibi bilgileri içeren mahremiyet eğitimleri verilmelidir. Çocuklara her sırrın saklanmayacağı ve hiçbir sırrı saklamak zorunda olmadığı anlatılmalıdır.
4) Tehlike hep dışarıdadır, yabancı kişilerden uzak durursa çocuklara zarar gelmez. İstismar vakaları incelendiğinde çocukların baba, abi, dede, amca gibi aile içerisinde ve komşu, yakın dost kabul edilen kişiler tarafından daha fazla istismar edildiği görülmüştür. Oranlara bakıldığında %77 aile, %11 akraba %5 çocuğun bakımıyla ilgisi olmayan diğer kişiler ve %2 oranında çocuğun bakımıyla ilgili diğer kişilerin istismarın faili olduğu görülmüştür.
5) Cinsel istismar bazı kültür ve ülkelerde yaşanır. Cinsel istismar her ülke ve kültürün ortak problemidir. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi çocuk istismarı vakaları azımsanmayacak düzeydedir.
6) Çocuklar yaşları büyüdükçe istismarı unutur. Etkilerini görmez. İstismar, travmatik bir olaydır. Doğru ve zamanında psikolojik destek ile çocukların istismardan en az zararı görmesi sağlanabilir. Gerekli psikolojik desteği alamayan çocuklar ileriki dönemlerde ''dissosiyatif kimlik bozukluğu'' ve ''kurban psikolojisi'' olarak adlandırılan birçok ruhsal problemle karşılaşabilirler. Bununla birlikte bu çocukların ileriki yaşlarında homofobi, rastgele cinsel davranışlarda bulunma, yetişkin dönemlerinde de istismara uğrama, bağlanma problemleri gibi problemlerle de karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır.
7) Cinsel istismar çocuğun bilmediği , tanımadığı ve kötü, karanlık, gizli ortamlarda gerçekleşir. İstismar olaylarının birçoğu çocuğun tanıdığı, bildiği ve kendini güvende hissettiği ortamlarda gerçekleşir. Çünkü istismarcılar çocuğun güvenini bu şekilde kazanma yoluna giderler. Bununla birlikte okul, park, ev, sokak gibi her yerde çocukların istismara maruz kalma ihtimali vardır.
ÖNLEME YOLLARI
1) Çocuğun kendine olan güveninin güçlendirilmesi sağlanabilir. Eğer çocuk kendinden eminse, ne istediğini bilirse herhangi bir istismar durumunda kendini savunabilir ve yardım isteyebilir.
2)Çocuklara güvenlikleri ve iyilikleri için gerekli olan bilgi ve beceri kazandırılabilir, böylece çocuklar kendilerini koruyabilir. Aileler ve toplum çocukların kendilerini yeterince güvende hissedebilecekleri ve tehdit/istismar olduğunda hemen başvuracakları atmosferi oluşturabilirler
3) Çocuklara temel cinsel eğitim verilebilir. Çocuklara bedenlerinin “özel” bölümlerine dokundurmamaları gerektiği öğretilebilir. Eğer ebeveynler bu konuda rahat değillerse sağlık profesyonelleri bu eğitimi verebilir. Hatalı ve yasal olmayan yetişkin cinsel yaklaşımları öğretilebilir.
4)Çocuklara bedenlerinin kendilerine ait olduğu öğretilebilir. Bunun anlamı çocuğu rahatsız eden dokunma ya da sarılmaya dur demesidir. Çocuklar ''hayır, istemiyorum'' dedikleri zaman onları zorlamamak önemlidir. ''Hayır''ın anlamı ''hayır''dır.
5) Toplum olarak istemeden de olsa çocuklarımıza zarar veren birtakım davranış örüntülerine sahibiz. Çocukların cinsel organlarıyla sevmek, kalabalık ortamlarda çocukların üstünü ya da daha küçük yaşlarda bezini değiştirmek gibi.. Bu davranışlar çocuklarımıza bedenlerinin özel olmadığı ve herkesin görebileceği bir şey olduğu mesajını verirken diğer insanlara da istedikleri gibi görebilecekleri ve dokunabilecekleri mesajını verir. Bu yüzden bu davranış örüntülerimizden vazgeçmeliyiz.
6)İstismar, çoğu kez dışarıdan bir yabancının yaptığı bir davranış olarak görülse de aslında birçok istismar vakasının ensest ve komşu, aile dostu gibi yakın çevreden geldiği bilinmektedir. Aileler bu konuda bilgilendirilmelidir.
7)Aileler çocuklarını severken, odalarına girmek istedikleri zaman onlardan izin almalıdır. Bu, çocukların özel alan kavramı geliştirmesini sağlar.
Çocukla birlikte banyo yapmamalı ve tuvalete girilmemeli.
8)Ebeveynler çocuklarına ‘’hayır’’ demeyi, yardım istemeyi öğretmelidir. Karşılaştıkları bir durumda çocukların kendilerini nasıl savunacakları öğretilmelidir. Bu, çocuklara ''Biri sana kötü bir dokunuş sergilendiğinde hayır diyebilir, bağırabilir hatta ona vurabilirsin'' şeklinde ifade edilebilir.
9)Ebeveyn- çocuk iletişimi güçlü tutulmalıdır. Çocukların her türlü sorunlarını ebeveynleriyle rahatça paylaşabileceği inancı oluşturulmalıdır.
10)İstismarcılar çocukları denemek için onlara küçük sırlar vererek tutup tutmayacaklarını denerler. Aileler, her sırrın saklanmayabileceğini çocuklara söylemelidir.
11)Çocukları sevme şeklimiz de oldukça önemlidir. Çocukları sıkarak, sürekli temasta bulunarak, izinsiz öperek veya sarılarak sevmek çocukların kötü dokunuş ve iyi dokunuşun birbirinden ayırmasını zorlaştırabilir. Bu durumda çocuklar anne babasının da kendisini böyle sevdiğini aklına getirerek yaşadığı durumun bir istismar olduğunu anlamakta zorlanabilirler.
Çocuklar, karşılaştıkları durumların kendilerine yaklaşım şekillerinin farkında. Biz yetişkinlerin yapması gereken de bu konu hakkında bilinçlenmek ve etrafımızdakileri de bilinçlendirmek. Kahraman çocuklarımız konuşacak, bizler yanlarında olacağız.