Kaygı, geleceğe yönelik duyulan kötü bir şey olacakmış hissi, umutsuzluk, çaresizlik, endişe ve kötümserlik olarak ifade edilen yaşamımızın olağan akışında karşımıza çıkan duygularımızdan biridir. Kaygı, çoğunlukla olumsuz ve olmaması gereken bir duygu gibi algılansa da yeterli seviyede bir kaygı bizi hayatta tutup dinç ve uyanık olmamızı sağlarken aynı zamanda bizi tehlikelere karşı korur ve harekete geçirir. Normal seviyede bir kaygının insanlar için motive edici bir güç olduğu bilinen gerçeklerdendir.
İnsanların kaygı seviyelerini artıran birçok neden vardır. Ya da başka bir deyişle insanlar kaygıyı çok farklı şekillerde öğrenebilirler. Örneğin daha küçük yaşlarda çocuklar ebeveynleri ve akranlarını model olarak kaygı duygusunu öğrenirken ilerleyen yaşlarda bu faktörlere yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve sosyoekonomik düzey gibi faktörler de eklenir. Okul çağı ve ergenlik dönemindeki çocuklar için ise en büyük kaygı sebebinin Sınav Kaygısı olduğu söylenebilir.
Sınav Kaygısı; bireylerin sınav öncesi, sınav anı veya sınav sonrasında sahip oldukları bilgileri yeterli seviyede kullanabilmelerini engelleyen, yoğun endişe ve sıkıntıya sebep olan bir durumdur. Öğrencilerin, motive olabilmesi ve harekete geçebilmesi için sınava yönelik kaygı duymaları en önemli unsurdur. Fakat, burada kastedilen kaygı seviyesi orta seviye bir kaygıdır. Kaygı seviyesinin düşük olduğu bir öğrenci, öğretmenleri ve çevresi tarafından ‘’umursamaz’’, ‘’kaygısız’’ olarak nitelendirilen çocuklardır. Bu çocuklar sınava yönelik herhangi bir kaygı beslemedikleri için sınava yönelik çalışma girişimleri de gözlenmez. Durum böyle olduğunda da başarısızlık kaçınılmaz olur. Aşırı kaygılı öğrencilerde ise hayatının merkezine sınavı yerleştirme durumu gözlenir. Bu çocuklar, tüm vakitlerini sınav ile ilgili çalışma yaparak veya sınava ilişkin kaygıları hakkında yoğunlaşarak geçirirler. Sonucunda ise sahip oldukları bilgileri sınav esnasında yeteri kadar aktaramama, bunun sonucunda meydana gelen başarısızlık aynı zamanda fiziksel ve ruhsal sağlığın bozulması kaçınılmaz olur. İdeal kabul edilen orta seviye sınav kaygısına sahip çocuklar, sınava dair gerekli araştırmaları yaparlar, günlük ve haftalık planlarını hem sınava hem de kendilerine yeteri kadar vakit ayırarak planlamalar yapabilirler. Sonucunda ise hedefledikleri başarıya ulaşma ihtimalleri yüksek olur.
Yoğun sınav kaygısı, öğrencilerin öğrendikleri bir durumdur. Sınav kaygısını yoğun yaşayan öğrencilerde; kalp çarpıntısı, terleme, titreme, hızlı nefes alıp verme, dikkat ve odaklanmada problemler, ümitsizlik ve yoğun karamsarlık, yeme ve uyku düzeninde bozulma, uyum problemleri gibi değişimler gözlenebilir. Öğrencilerin sınav kaygısı yaşamalarının birçok nedeni vardır:
- Otoriter veya mükemmeliyetçi anne baba tutumları
- Başarı odaklı ebeveynlerin/öğretmenlerin varlığı
- Otoriter eğitim-öğretim anlayışı/yıkıcı ve eleştirel öğretmen tutumu
- Ait olma, kabul edilme, takdir görme ihtiyacı
- Sınava yüklenen anlam ve çarpık düşünceler/inançlar
- Gerçekçi olmayan başarı/hedef beklentisi
- Verimli ders çalışma ve test çözme tekniklerini bilmeme
- Zaman yönetiminde yaşanan aksamalar
- Sınav öncesinde yaşanan ani değişimler (uyku ve yeme düzeninin değişmesi, taşınma, kayıp vb.)
- Fiziksel egzersizlerin ve beden sağlığının ihmal edilmesi gibi nedenler sıralanabilir.
Ayrıca ülkemizde varlığını sürdüren pandemi nedeniyle 2 yıldır eğitim ve öğretime ara verilmesi uzaktan eğitimi beraberinde getirdi. İnternete erişimin zor olması, bazı öğrencilerin şehir merkezlerine uzak yerlerde yaşamaları nedeniyle online eğitime dahil olamamaları gibi birçok neden öğrencilerin eğitimden uzak kalmasına ve sınav kaygılarının artmasına neden olmuştur. Sınav kaygısı ile baş edebilmek için;
- Sizi kaygılandıran şeyin ne olduğunu bulun.
- Kaygınızın artmasına neden olan durum, çalışma yönteminiz veya sınav sistemi ile ilgili bilgi eksikliğinizden kaynaklanıyorsa öğretmenlerinizden ve iyi kaynaklardan yardım alın.
- Verimli çalışma teknikleri veya zaman yönetimi konusunda problem yaşıyorsanız okul psikolojik danışmanından yardım alın.
- Kaygılandığınız anlarda nefes egzersizi tekniklerinden yararlanmak iyi bir alternatiftir. Nefes egzersizlerini hayatınıza entegre edin.
- Günün belirli saatlerini sevdiğiniz etkinliklere, hobilerinize ve sportif faaliyetlere ayırın.
- Sizi ve motivasyonunuzu yükseltecek mottolar belirleyin ve kaygınızın arttığını hissettiğiniz anlarda bu mottoları kendinize hatırlatın, telkin edin.
- Kendinizi ödüllendirmeyi, takdir etmeyi ihmal etmeyin.
- Sınav öncesi rutinlerinizde ani değişimler yapmaktan kaçının. Uyku ve beslenme düzenlerinize dikkat edin.
- Sınav öncesinde, anında ve sonrasında odağınız yalnızca şimdiki anda olsun. Geleceği düşünmek her zaman kaygı verir.
- Tüm denemelerinize rağmen kaygınızda bir azalma gözlenmiyorsa okul rehberlik servisinden veya bir ruh sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin.
Ailelere düşen en büyük görev ise çocuklarını sınav sürecinde de koşulsuz desteklemektir. Çocuklarınız; sınavlardan, derslerden, akademik başarıdan daha fazlasıdır. Bu süreçte onların motivasyonunu düşürecek her türlü söz, davranış ve tutumdan uzak durmak çabalarını takdir etmek, onları yalnızca kendileri oldukları için sevdiğinizi ifade etmek ve hissettirmek onların en büyük gücü olacaktır. Tüm öğrencilerin hedeflerine ulaşabilmesi dileğiyle, bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
KAYNAKÇA: Erözkan, A.(2004).Üniversite öğrencilerinin sınav kaygısı ve başa çıkma davranışları.Muğla Üniversitesi SBE Dergisi, 12.
Gemalmaz, A. ve Sarıkaya, S.(2021).Sınav kaygısını etkileyen faktörler.The Journal Of Turkish Family Physician, 12(2).
https://npistanbul.com/cocuk-ergen/sinav-kaygisi
https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/13/sinav-kaygisi
https://www.psidanismanlik.com/bizden-size/ergen/ergenlerde-sinav-kaygisi
Facebook Yorum
Yorum Yazın