Sınır koymak, çocuklara sağlıklı iletişim yollarını ve istendik davranışları kazandırabilmek için ebeveynler ve öğretmenler tarafından kullanılan yollardan biridir. Sınır koymak, herkes gibi çocukların da ihtiyacıdır. Çünkü sınırlar, güvenliğin temsilidir. Örneğin; bugün bir ev almaya karar verdiğimiz zaman ilk önce o evin bulunduğu semte, semtte yaşayan insanlar demografik ve sosyoekonomik yapısına, evin kapılarının ve pencerelerinin sağlamlığına dikkat ediyoruz. Çünkü bunlar bizim için güvenliği temsil ediyor ve biz güvende kalmak istiyoruz. İşte sınırların varlığı da çocuklar için benzer bir durumu temsil eder. Sağlıklı sınır gelişimi çocuklar için hem gelişimlerinin ilk döneminde hem de yetişkin yaşamlarında önleyici ve koruyucu bir faktördür.
Çocuklar içine doğdukları ailenin ve toplumun kural ve beklentilerini öğrenme ihtiyacına sahiptirler. Onlardan ne beklendiğini, diğer insanlarla birlikteyken durdukları yeri, ne kadar ileri gidebileceklerini ve çok ileri gittikleri zaman neler olacağını bilmek isterler. Bu beklenti ve kuralların öğretiminde kullanılan yollardan biri de sınırlardır. Bununla birlikte iletişim becerilerinin ve gelişimlerinin desteklenmesinde de sınırlar kritik bir öneme sahiptir. Peki ya sınır koyarken neler yapmalıyız? Nelere dikkat etmeliyiz?
1) Çocuğun yapısını bilmek, çocuğu iyi tanıyor olmak birinci önceliğimizdir. Çünkü sınır koyarken kullandığımız yöntemler her çocukta aynı şekilde etkili olmayabilir.
2) Vereceğimiz tepki çocuğun kişiliğine yönelik değil davranışına yönelik olmalıdır. Bununla birlikte gösterdiği tepkinin nedenini anlamak da önemlidir. Örneğin; Okula gitmek istemeyen çocuğunuza ''Sorumsuzsun'' yerine ''Okula gitmek istemediğini biliyorum ama şuan okula gitme vakti. Bunun hakkında servis gelene kadar konuşmak ister misin?''
3) Verdiğiniz mesajlar kesin, net ve açık olmalı. Ses tonunuzun yumuşak olması da önemlidir.
4) Tutarlı olun. Bugün hayır dediğiniz bir davranışı yarın onaylıyor olmak çocukta kafa karışıklığına yol açabilir. Aynı şekilde ebeveynlerden birinin onayladığı bir davranışı diğer ebeveyn reddetmemelidir.
5) Çocuklar çoğu zaman ebeveynlerinin sözlerini değil davranışlarını rol model alır. Bu yüzden, çocuğunuza kazandırmak istediğiniz bir davranışın uygulayıcısı önce siz olun.
6) Seçenek sunarak sınır koymak ideal yöntemlerden biridir. ''Okula gitmek istemediğini biliyorum ama şuan okula gitme vakti. İstersen seni ben götürebilirim veya kendin gidebilirsin?''
7) Gözdağı, ceza ve ödül yöntemlerini kullanmaktan kaçınmalıyız. Bu yöntemler çocuğun ödül için o davranışı yapıyor görünmesine neden olabileceği gibi ceza almamak için o davranışı yapıyor olmasına veya yapmamasına neden olabilir. Her iki durumda da çocuk davranışı kazanmış olmaz yalnızca kazanmış gibi ''rol yapar''.
8) Sınır koyarken gereksiz detay vermekten ve fazla açıklama yapmaktan kaçınmalıyız. Bunlar, çocuğun kafasının karışmasına neden olabilir.
9) YSA kuralını kullanarak sınır koymak ideal yöntemlerden bir diğeridir.
Yansıtma: Sana dondurma getirmediğim için bana kızgınsın ve vurmak istiyorsun.
Sınır: Ama ben vurmak için değilim/Bana vuramazsın.
Alternatif: İstersen hacıyatmazına/yastığa vurabilirsin.
Sınır eğitimi 2 yaştan itibaren verilebilir. İlk başlarda olmamakla birlikte esnetmeler yapılabilir. Bununla birlikte akademik başarıda ani düşmeler, derslerde yaşanan sorunlar, sosyal çevre ile problem, öğretmenler ile problem, evde gelişen ani öfke patlamaları veya vurma, kırma gibi davranışlar kesin olmamakla birlikte çocuğun sınır problemi yaşadığına dair ipucu olabilir. Çocukların yaşadığı problem her ne olursa olsun fark etmemizi sağlayacak en önemli ipucu çocuğu iyi tanımak ve iyi gözlemlemekten geçer. Hepinize keyifli bir hafta diliyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!