V.D. yalnız yaşayan 42 yaşında bir kadın. Çalışıyor, kendi geçimini sağlıyor. Kızı üniversite son sınıfta. Tek istediği toplum içinde kendisini rahat hissetmek ve erkeklerin daha efendi olmaları. Ama öyle olmuyor. Çalıştığı yerde tacize uğruyor, kendi bildiğince cevabını veriyor, kendisini koruyor. İşe gidip gelirken mahallede her şeye dikkat etmek zorunda, çünkü ona eşinden ayrılmış bir kadın olarak farklı gözle bakıldığına inanıyor ve bu durum ona fazlasıyla rahatsız ediyor.
Sizin anneniz, ablanız, ayrılmış olduğunuz eşiniz de olabilir bu. Bir erkek olarak siz bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? İhtimal, okurken hepimiz kadını haklı görüyoruz, hepimiz erkeklerin yanlış yaptığını, hepimiz mahallemizin tutumunu doğru bulmadığımızı düşünüyoruz. Ama sorun böylece giderilmiş olmuyor.
Erkeklerin yalnız yaşayan kadınlara bakış açısı değişmeli. Onlara bakarken yalnız yaşıyor, eşinden ayrılmış gözüyle değil de onların da kendileri gibi hayatın içinde mücadele eden bir onsan olduğunu kabul etmeleri gerekir.
Mahalle halkımız eşinden ayrılmış bir kadına dünyada tek ayrılan ve yalnız yaşayan kedin oymuş gibi bakması da ne kadar ayıp ve dışlayıcı. Ne yani çevre iyi baksın diye iyi gitmeyen bir evliliği sürdürmek zorunda mı bir kadın?
Nasıl bir toplumuz biz? Neden kendi işimizi gücümüzü bırakıp başkalarıyla ilgileniyoruz? Niçin güçsüz gördüğümüzü kadına farklı gözle bakıyoruz, niçin bir kadının da hayatın içinde tek başına mücadele vereceğini kabullenemiyoruz?
Lafa gelince anneler kutsal, cennet onların ayağının altında, anne olmazsa insan da olmaz…ama uygulamaya gelince kadına her şey müstahak. Bu nasıl çarpık bir düşüncedir?
V.D. beni kimsenin korumasına, bana yardım etmesine gerek yok, insanlar kendilerini korusun, kendi davranışlarını kontrol etsin, diyor. Doğru diyor. İnsanların bu kendini bırakıp başkalarının hayatına burnunu sokma tavrı kadınlara karşı daha acımasız. Hele erkekler… Acaba diyorum erkeklerin mi kendilerini korumaya ihtiyaçları var?
Keyifli okumalar, iyi haftalar.
Facebook Yorum
Yorum Yazın