Mustafa Ünver’i en iyi tanımlayan kelimenin üretim olduğunu düşündüğümden dolayı başlığı da öyle yaptım. Çocuk öyküleri, şiir, öykü ve deneme dışında, yer aldığı kültür ve sanat oluşumlarındaki görevleriyle de verimliliği olan bir isim Ünver.
Kütahya’ın Gediz ilçesinde doğup büyüyen yazar, üniversite eğitimini Pamukkale Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde tamamlar. 1996’dan itibaren bir süre Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptıktan sonra şimdi Efeler’de ilkokul öğretmenliğini sürdürmektedir.
Edebiyata şiirle başlar; diğer türlerde de kalem oynatsa da onu tanımlayan en başat öge şairliğidir. Şiire tutkulu bir yürektir o. Kendisini tanımamdan dolayı şiire nasıl yaklaştığını, şiir işçiliğine nasıl önem verdiğini biliyorum. Umulmadık zamanlarda şiirle gelir Ünver; yaşam nereye akarsa aksın; o şiirle dahil olur bu ırmağa…Şiiri bir kaçış olarak görmez. Yaşam gerçekliğini şiirlerinde estetize eder ve sanatsal bir forma dönüştürür. Toplumsal bir sorunu da, gündelik hayatın önemsiz görünen ama derinlerde yaşanan çelişkisinin de peşine düşer.
Birçok dergide görünmüştür Ünver. Şiiriyle, öyküsüyle ve denemeleriyle… Dergilerin edebiyatın lokomotifi olduğunu bilir. Onların yaşaması için elinden geleni yapar. Bir kişiyi bile edebiyatın büyülü dünyası ile tanıştırsa, bunun şairce sevincini yaşar. Varlık, Sincan İstasyonu, Dize, Deliler Teknesi, Kurgu, Kurşun Kalem, Sunak, Şiiri Özlüyorum, Akköy, Mühür, Temren, Eliz, Gediz, Afrodisyas Sanat, Beşparmak, Cazkedisi, Şehir, Edebiyat Nöbeti ve Sarmal Çevrim dergilerinde ürünleri yayımlanmıştır.
Efeler Belediyesi Yayın Kurulu’nda karınca gibi çalışır. Görev aldığı sivil toplum kuruluşlarında kültür ve sanat etkinliklerinin nitelikli bir şekilde gerçekleşmesi için gecesini gündüzüne katar. Gerçek bir yardımseverdir Ünver. Özellikle ilgi alanına giren konularda gençlere ve yazma isteği olan herkese kucak açar. O’nun dünyasında kibirden eser yoktur. Düşünceleri ile eylemleri örtüşebilen ender insanlardan biridir. Sadece edebiyat etkinliklerinde değil, tiyatronun da önemli destekçilerinden biridir. Aydın Efeler’e turne yoluyla gelen oyunları kaçırmaz ve bilet satılması için çabalar. Yerel tiyatro ekiplerinin çalışmalarını önemser ve onlarında her zaman yanında yer alır.
Gelin Mustafa Ünver’in yazarlık serüvenin başlangıcına ve onu en güzel tanımlayan kelime olan şairliğine göz atalım:
İlk şiirlerini Bir Sürgünün Düşündeki (Kendi Yayınları 2003) adlı kitabında toplar. Bu kitap ilk acemilik eseri sayılabilir; ancak sürgünlüğü kendi içinde yaşayan bireyin çelişkilerini yansıtması anlamında dikkat çeken şiirlere sahiptir. İnsanın kendini yabancı hissettiği, içinde yer alamadığı yerler sürgün hissettirir insanı. Bu bağlamda Bir Sürgünün Düşündeki küçük kentlerde, edebiyatın uğra(ya)madığı yerlerde şiirle kendini bulma ve var etme çabası olarak okunabilir.
İkinci şiir kitabı Elma YeşiliAkşam (Gündüz Kitabevi Yayınları – 2006) ise ilk kitabın heyecanı ile yola çıkılmış bir yerde şiir olarak kendi çıtasını aşma çabası olarak değerlendirilebilir. Kitap ve dergi uğramayan kasabalarda var olmaya çalışan bireyin aslında ileri gidebilmek adına eski olandan, yükünden kurtulma adına daha yeniye, içsel özgürlüğüne gidebilme çabası olarak göze çarpar.
Acılar Ekseni (Temren Yayınları – 2016) ise yazarın artık şair olarak meydana çıktığı bir kitaptır. Girişinde “10 Ekim 2015 Ankara Garı’ndaki patlamada hayatını kaybeden 102 cana ithaf edilmiştir” yazan bir şiir kitabı her şeyden önce tarihsel bir metindir. Patlamanın olduğu alanda bulunan şair, şiirini acıların ortasından çıkarmış kendi şiir, şiiri kendisi olmuştur. Hüzün sağanağına eşlik eden dizelerde “an”ın gerçekliğine toplumsal pencere açmayı ihmal etmez ve şunları yazar: “Kırmızılar ankara’ya döküldü / siyah kaldı vicdanlara / kim niçin güler arkamda / ben için için ağlarken ankara’da… / hanginizin elinde yarının adresi / her ölen, bir yıldız, pusula yörüngesi… / kaçarken mor, turuncu, yeşil ve sarı / mavi karaya bulandı, barış kana…(s.15)
Elimden Tut Yalnızlık (Temren Yayınları – 2018) Ünver’in “aşk hali”, “gül hali”, “ayrılık hali”, “düş hali” ve “ruh hali” olarak beş bölüme ayırdığı şiirde olgunlaşmanın ilk meyvesini verdiği dördüncü şiir kitabıdır. Elimden Tut Yalnızlık’da aşkı parçalara ayırdığı, imgelerini özgürce akıttığı, lirik bir hikâye anlatır. Bir şiirine koyduğu “ah annem! Sen soktun yalnızlığı kafama” (s.42) başlığı bile kendi başına bir şiirdir. Şiirlerini aşkla da yazar Ünver:
Ülke Yorgunu (Klaros Yayınları – 2019) ile Ünver, artık şairliğinin olgunluk evresinde olduğunun yazılı verimini ortaya serer. “sessizlik vebası”, “ülke yorgunu”, “eski söz”, ve “ayna” adlı dört bölüme ayırdığı şiirlerinde, yorgunluk kelimesine bambaşka bireysel ve toplumsal anlamlar yükler. İlk bakışta olumsuz bir anlam olarak alımlanabilecek olan “yorgunluk” onun şiirlerinde birey ve sistem karşıtlığının yıkıcı ve yapıcı olabilecek sonuçlarını gösterir. Anlam’ı zıt kutuplarıyla diyalektik bir perspektifle şiirine yedirir Ünver.
Esinini hayatın içinde arayan, bulan bir şiirle karşılaşırız onun şiir kurmacasında. Birçoğunun, içinde var olduğu olgu ve olaylardan çıktığı net olarak görülebilir. Bunu da “ne zaman yürümeye çıksam sıhhiye’den /kamu davası açılır ben varmadan kızılay’a” dediği Kavga Yorgunu şiirinde görürüz.(s.47)Ünver, şair tanıklığını, bilincinin ve duruşunun gerektirdiği sorgulamayı da katar şiirine. İmgelerle ördüğü şiirinde anlamdan da uzaklaşmadan yazar şiirini.
Ünver’in yapıtlarına özellikle son iki şiir kitabına bakınca belirli tematik bütünlük içerisinde eserler ortaya çıkardığı görülür. Bir ana tema etrafında örülen yan temalarla zenginleşen bir anlatımı vardır. Gelenekten beslenen ama onun esiri olmayan bir şiir yolculuğuna çıkar. Şiirlerinde metinlerarası ilişikilerden bolca yararlanan Ünver, beslendiği şiirsel kanalı kendi üslubu çerçevesinde yeniden oluşturur.
Ünver şiirini tanımlayabilecek en güzel cümleyi İlhan Berk’ten alıntılamak istiyorum: “Şiir dünyayı kurtarmaz; ama bir ucundan tutar.”
Çocuk edebiyatındaki başarısında eğitimci olmasının katkısı yadsınamaz. Ama bu başarısı sadece onunla açıklanamaz. Çocukların yeni dünyanın yetişkinleri olacağı bilinciyle yazar. Çocuğun yaşına uygun, ilgilerine hitap eden ve onların anlam dünyalarına seslenen hikâyeler yazar. Türkçeyi titizlikle kullanan yazar, çocuk okurlarının dil bilinci edinmesine katkı sunar. Çocukların birey olma yolundaki eğitim süreçlerinde, insani değerleri kazanması gibi bir görev de üstlenmiştir. Doğa, tarih, etik değerler, düşünen soran, araştıran bir yanı vardır öykü kahramanlarının. Kentleşen ülkemizin, hatta dünyanın, doğadan uzaklaşmasını görür ve bu noktada farklı bir dünyaya taşır okurunu. Bu dünyanın varlığını hikâyelerinde sezdirir ve gösterir de. Ünver’in çocuk edebiyatı anlayışındaki en belirgin özelliği; çocukları duyarlı kılmaktır. Çocuklara farklı duygular yaşatarak, çeşitli değerlerin önemini duyumsatır.
Bilimsel ve deneysel konuları yaş guruplarını tanımanın verdiği avantajla hikâyelerine katarak eğitimin salt sınıfta olmayacağını, doğanın ve hayatın her alanında olduğunu da gösterir. Bireyin kendi öğrenme duygusunun gelişimine katkı sunmayı da amaçlar.
Onun çocuk kitaplarında dayatmacı bir öğretme çabasından çok meraklı bir öğrenme hevesini görürüz. Ünver kitaplarında, eve, dijital dünyaya hapsolmuş çocukları dışarıya çıkarma peşindedir. Bunu da kahramanları aracılığı ile roller yaratarak başarmaya çalışır. Sanal dünyadan gerçek dünyaya taşıma çabasıdır da bu. Bir hatırlatma da diyebiliriz.
Herkese Yeter Dünya (Kanguru Yayınları – 2011) ve Belirli Günler ve Haftalar (Kendi Yayınları – 2011) kitapları ile başladığı çocuk kitaplarının yayımlanma serüveni şöyledir: Saklanmak Güzeldi (Potkal Yayınları – 2015), Kedileri Besleme Yazı (Yitik Ülke Yayınları – 2016), Anne Gökyüzünü Boyamışlar, Kar Neden Yağar, Her Yer Duman Olmuş, Fırtınalı Bir Gün (Eksik Parça Yayınları – 2017), Rüyalardan Uyanmasak (Temren Yayınları - 2018), Her Şey Dönüşür mü Baba, Dede Tulumba Çekelim mi, Dön değirmen Dön, Ormanda Dayanışma, Heyecan Arayan Kubi, Berker’in Yaz Komşuları, Deniz Neden Mavidir?, Yıldızlar Neden Düşmez?, Deprem Olsa Ne Yaparsın? (Eksik Parça Yayınları – 2019).
2020 yılına gelince yazar, Meraklı Sorular dizisi dışında Durunun Tatil Günlükleri adlı bir öykü serisine başlar. Eksik Parça Yayınları tarafından okuyucularla buluşan, Afrodisas’ın Gelincikleri, Efes’teki Romalı Kız ve Duritti Duritti adlı kitapları çok beğenilir. Erdoğan Oğultekin’in resimlediği öyküler, çocukların keşfetme duygularına tarihsel ve kültürel farkındalık katar. Ödüllü çocuk öykü kitabı Dünya’nın Rengi Kanguru Yayınları tarafından aynı yıl içinde yayımlanır.
Efeler Belediyesi Kültür Yayınları için hazırladığı, Bu Sesler De Neyin Nesi ve Afrodisias’tan Tralleis’e adlı çocuk öyküleri de 2020’de okuyucularla buluşmuş ve Efeler Belediyesi tarafından ilçede eğitim gören ilkokul öğrencilerine dağıtılmıştır.
Çocuk edebiyatındaki başarısını Ayfer Öneysan Çocuk Yazını Ödülü (2019) alarak perçinler. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi tarafından düzenlenen öykü yarışmasında Islık adlı öyküsüyle birincilik ödülüne (2020) değer görülmüştür. Bu ödülün bir kitapla taçlanıp taçlanmayacağını da bekleyip göreceğiz.
Ünver’in birçok dergide yayınladığı şiir üzerine yazılardan oluşan bir dosya hazırlığı içinde olduğunu biliyorum. Şiir üzerine düşünce üreten, cesurca kaleme alınmış yazılarının kitap haline gelmesine çok sevinirim. Çünkü bu yazıların dergilerde kalmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Ödül aldığı öyküsünün de yer aldığı dosyasının kitap olmasını sabırsızlıkla bekleyenlerdenim.
Türk edebiyatının üretken kalemlerinden Mustafa Ünver’e daha nice eserler üretebileceği sağlıklı ve güzel yıllar diliyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın