Örnek: Serhat Bey ikinci evliliğini yapmış.
İlk evliliğinden bir oğlu var ve artık o da kendi hayatını kurmuş.
Şimdiki eşinin de önceki eşinden bir kızı var, o da hayatını kurmuş.
Yani Serhat Bey ve eşi ikinci evliliklerini yapmışlar şu anda da hani derler ya,
“Kaldılar Köroğlu ile Ayvaz baş başa,” tam anlamıyla böyle.
İkisinin de zor sayılmayacak işleri var.
Birinci evliliklerinin bitmesinin nedeni de erken evlilik diyebiliriz.
Peki böyle baş başa kaldılar da sorun nedir, diyeceksiniz.
Ben akılsızlık demek istemiyorum, ama düşüncesizlik denilebilir.
Serhat Bey sık sık amiyane tabirle “arıza” çıkarıyor.
Olmadık şeylere kızıyor. Eşinin, anne babasına gitmesine kızıyor.
Eşinin bir yere yalnız gitmesine tahammül edemiyor. Eşini çok seviyor ama bunlar lafta kalıyor. Eşi de Serhat Bey’i hep alttan alıyor, tatsızlık çıkmasın, şurada birkaç gün ömrümüz var ziyan etmeyelim diye.
Serhat Bey, kafasında da bir şeyler kurarak hayatı hem
kendine hem de eşine zaman zaman zehrediyor.
Önerimiz aslında Serhat Bey özelinde tüm böyle olan kırkını aşmış erkeklere: Serhat Bey, arada bir aynaya bakıyor musunuz? Bu huysuz halinizle sizi şayet ayrılırsanız kim bu saatten sonra koca olarak eve alır? Oturun bir düşünün, eşinizden beklentileriniz neler? Bunların ne kadarını karşılıyor? Sonra bunları kendiniz için düşünün: Siz eşinizin beklentilerinin ne kadarını karşılıyorsunuz? Erkek olmak bize bir ayrıcalık vermez, kadına da cinsinden dolayı ayrıcalık yoktur. Ne var ki geleneksel olarak aile içinde roller belirlenmiştir. Siz de bir erkek olarak bu egemen aile yapısında geleneksel Türk erkeği rolünü oynuyorsanız, söyleyeyim size, bu film tutmaz. Öncelikle kendimizi eleştirelim. Çünkü kendisini eleştirebilen insan başkalarını eleştirmekte zorlanır.
Ne yapıyorsunuz eve geldiğinizde? Ben söyleyeyim, hiçbir şey. Eve girdiğinizde eşinizden önce geldiyseniz bir ortalığı toparlayın. Varsa bulaşıkları kaldırın. Bir çay demleyin, eşinizi karşılayın. Yemekte ona yardım edin. Sofrayı kurun sofrayı toparlayın. Yemekten sonra bir gün de kahveyi siz yapın. Eşinize işinin nasıl geçtiğini sorun. Herhangi bir sorunu olup olmadığını öğrenmeye çalışın. Onun zorlanacağı işleri siz yapın. Yani eşiniz başımda bir kocam var demesin, eşiniz benim bir eşim var, benim bir hayat arkadaşım var desin. Ve bence siz en çok da bu konuyu düşünün: Siz bir eş misiniz, koca mısınız, hayat arkadaşı mısınız? Evden sabah çıkarken çöpü siz atın. Eşinizi uğurlayın, karşılayın, küçük sürprizler yapın. Eşinizin aktivitelerinde zaman zaman yanında olun. Bir kursa gidiyorsa arada sırada onunla gidin, yürüyüş yapıyorsa bir iki sefer de eşlik edin. Ve en önemli nokta: Eşinize kendi annesinin babasının yanına gitmesi için destek olun, gitsin annesiyle dertleşsin, dedikodu yapsın, sizi çekiştirsin; bunlar tahmin edemeyeceğiniz kadar işe yarayacak. Ve eşiniz eve döndüğünde göreceksiniz size karşı çok daha sevecen olacaktır.
Serhat Bey, kızmak için bir şey aramak yerine eşimle nasıl daha çok mutlu olabilirim üzerine yoğunlaşın. Şimdi diyeceksiniz ki, bütün suç Serhat Bey’de mi? Birincisi suçlu aramıyoruz, ikincisi Serhat Bey’in eşine de geleceğiz. Unutmayın Serhat Bey, bu sizin ikinci evliliğiniz ve sizin yaşınızdaki birinin hayatı bir hatayı daha kaldıramaz. Akıllı ol, lafını herkes seviyor, ben de seviyorum.
Keyifli okumalar, iyi haftalar diliyorum.
Yorum Yazın