Sevgili Aydın Kritik okuyucuları malum sıcaklar geldi çattı. Kış aylarında da hepimiz biliyoruz ki öyle dolu dolu yağış olmadı. Ülkemiz bazılarının sandığının aksine yarı kurak iklim kuşağında yer alıyor. Düzenli bir yağış ve akış rejimine sahip değil. Küresel iklim değişikliği karşısında su stresi her geçen gün artıyor. Birçok ülke içinde bulunduğu kuraklığın seviyesini çoktan belirledi ve olası önlemlerini almış durumda. Biz ise baya bir geriden geliyoruz. Çünkü tükenmeyecek gözüyle bakıyoruz. Birçok alanda dolu dolu sözler duyuyoruz. Şöyle yapacağız bu yolları açacağız. Ama gündem çabuk değişiyor maalesef ülkemizde. Şimdi yaz aylarında kuraklık yine gündeme gelecek. Sonra yerini başka gündemler alacak.
Her geçen gün temiz su kaynakları azalıyor ve sonumuz hiç iyiye doğru gitmiyor. Bizler ne kadar yaşayacağız kim bilebilir. Ama bu dünyayı gelecek nesillere yaşanabilir bırakmalıyız.
Peki bunu nasıl yapacağız ?
-Su kanunu acilen taslak halinden çıkmalı. Temiz su kullanımının ve korunmasına yönelik çalışmalara başlamalıyız.
-Acil bir şekilde tarımsal sulama eğitimi almalıyız. Ülkemizde tarımsal sulamada suyun büyük bir kısmının israf olduğu salma sulama yönteminin yerine tasarruflu sulama yöntemlerinden olan damla sulamaya geçmeliyiz.
-Kentlerde su ihtiyacını azaltılmalı.Yağmur hasadı uygulamalarına başlanmalı, park ve bahçelerde su ihtiyacı yüksek bitkiler kullanmayı bırakmalı ve su tasarrufuna yönelik eğitimler düzenlemeliyiz.
Sözünü geçirdiğimiz bu maddeleri hayata geçirebilirsek su fakiri ülke olma yolundan sapabiliriz. Belki de bu saptığımız en olumlu yol olabilir. Ama içinde bulunduğumuz şartlar buna ne kadar el verir bu da ayrı bir tartışma konusu.
Yorum Yazın