Basından duymuşsunuzdur. Karadeniz’de on altı yaşındaki bir kız 21 yaşındaki nişanlısı tarafından katledildi.
Ülkemdeki cahilliğe doymuyorum. Hangi cahil ülkede hangi cahil yüzyılda hangi cahil anne baba kızın 16 yaşında nişanlar?
Bu kadar cahilliğe pes demek de yeterli değil. Hangi yüzyılda yaşıyor bu anne balalar? Bu kadar mı cahil kaldılar? Hiç mi televizyon izlemezler, hiç mi dünyadan haberleri olmaz? Bu cahilliklerinin derecesinden kimsenin haberi yok muydu?
Ya hu 16 yaşında bir kız nasıl nişanlanır?
Peki, anne-baba cahil de, kardeşim bu kız okula gitmez mi? Okulun haberi olmaz mı? Okul, yetkilileri haber vermez mi? 21 yaşındaki erkeğin cahilliğine ne demeli? Sen on altı yaşındaki bir kızın çocuk olduğunu bilmez misin? Hadi sen de çok olgun değilsin, ama kardeşim on altı ya, daha lise bitirmeye iki sene var, hiç mi düşünmedin bu kız daha çocuk diye? Kızın sende gönlü var mıydı yok muydu, bilmiyorsun, ergen bu, aklı daha çok kayacaktı yaşasaydı.
Bilmiyorum, neresinden tutarsanız tutun elinizde koca bir CAHİLLİK kalıyor. Yazık, çok yazık. Bu yüzyılda, iletişimin baş döndürdüğü bu yüzyılda bu denli cahilliği hazmetmek çok zor.
Sonuç: İki genç cahilliğin kurbanı oldu: Biri mezara, diğeri hapse gitti.
Çok üzgünüm, çok üzülüyorum ve üzüntümden çok kızgınlığım var. O kızı okutan öğretmenlere, onun okuluna, onun ailesine, onun komşularına… Ve erkeğin çevresine, anne-babasına, onu okutan öğretmenlere, onu durdurmayan arkadaşlarına ve onun cahilliğine… Çok kızgınım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın