Akran Zorbalığı okullarda sıkça karşılaşılan ve çeşitli sebeplerle yaygınlığı artan ciddi bir problemdir. 1970’li yılların başından itibaren araştırılmaya başlanan akran zorbalığı hakkında hala araştırmalar sürmekte. Şu ana kadar yapılan araştırmalardan elde edilen ortak fikir ise Akran Zorbalığının Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün de bildirdiği gibi, küresel boyutta bir sorun olduğu yönünde. Daha öncesinde tek ve genel bir başlık altında, saldırganlık başlığı altında incelenen Akran Zorbalığı, hakkında yapılan araştırmalarla birlikte ayrı bir başlık altında ve daha detaylı şekilde incelenmeye başlamıştır. Kısaca bir tanım yapacak olursak; daha güçlü olan bir kişi veya grup tarafından daha az gücü olduğu düşünülen bireye karşı bilinçli, kasıtlı ve sürekli şekilde uygulanan fiziksel, zihinsel, sosyal ve psikolojik zarar verme amacı taşıyan söz ve eylemleri oluşturan davranışlar Akran Zorbalığı olarak tanımlanır. Uzmanlar tarafından tanımlanan 4 tür zorba davranış olmakla birlikte teknoloji ve sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte bu sayı 5’e yükselmiştir:
- Fiziksel Zorbalık: Bir başkasına, zarar verme amacıyla vurma, itme, tekme atmak, yumruklamak vb.
- Sözel Zorbalık: Lakap takma, alay etme, aşağılama vb.
- Sözel Dışlama: Görmezden gelme, oyun içine dahil etmeme, umursamama vb.
- Duygusal Zorbalık: Gruptan dışlama, küçük düşürme, eşyalarına zarar verme, sözel veya temas ile taciz vb.
- Siber Zorbalık: Siber zorbalık ise yukarıda sıralanan davranışların sosyal medya ve sms aracılığı ile meydana gelmesidir. Siber zorbalığa ergen gruplarının daha fazla maruz kaldığı zorbalık türlerinden biridir.
Bireyler çeşitli nedenlerden ötürü zorba ve mağdur olabilirler. Bu nedenlere bakacak olursak;
- İlgisiz ebeveyn tutumları,
- Fazla otoriter veya fazla izin verici ebeveyn tutumları,
- Az veya çok kural/sınır koyma,
- Çocuğun toplumdan izole edilmesi, sosyal etkileşimin sınırlandırılması,
- Uygun olmayan disiplin yöntemlerinin kullanımı: Ceza, şiddet vb.,
- Aile içinde şiddete sıklıkla yer verilmesi,
- Toplumsal cinsiyet rolleri ve çocuğa yüklenen sorumluluklar,
- Bir gruba ait olma isteği,
- Düşük öz güven ve öz saygı,
- Empati becerisinden yoksunluk,
- Kendini ifade etmede güçlük bu nedenlerden bazılarıdır.
Akran Zorbalığı önlem alınmaz ve zamanında müdahale edilmezse hem mağdur hem zorba açısından ciddi sonuçlar doğurabilen bir problemdir. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda uzun vadede; Özgüven ve özsaygının düşmesi, depresyon, intihar, çekingenlik, içe kapanıklık, intihar düşünce ve girişimleri, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, istismara maruz kalma riskinde artış, okula ve sosyal hayata uyum problemleri ve fiziksel sağlık sorunları kısa vadede ise; akademik başarıda ani düşüş, okula devam etme isteğinde azalma, okula devamsızlıkta artış, uyku ve yeme bozuklukları, ani gelişen okul fobisi, öğretmen ve arkadaşlarına güvensizlik , ve ani regresyonlar görülebilir. Bununla birlikte zorba davranışta bulunan çocuklarda ilerleyen yaşlarda; Anti sosyal kişilik bozukluğu, mazoşizm, sadizm, suça karışma gibi problemlerle karşı karşıya kalma riski bulunmaktadır.
Okullarda karşılaşılan Akran Zorbalığına karşı ebeveynlere düşen bazı sorumluluklar bulunuyor:
- Öncelikle Akran Zorbalığı hakkında farkındalık kazanmalı, bilinçlenmeli ve bilgi eksikliklerimizi gidermeliyiz.
- Çocuğunu iyi tanıyan bir ebeveyn çocukta meydana gelen ufak değişimleri daha kolay fark edebilir. Ardından nedeni üzerinde yoğunlaşarak yaşanan probleme erken müdahale yapılabilir. Çocuğunuzu iyi tanıyın ve ona karşı duyarlı olun.
- Çocuklarınızla kurduğunuz iletişim sıcak, sevgi ve empati temelli olmalıdır. Unutmayın, çocukların ilk okulları daima aileleri sonra öğretmenleri ve arkadaşlarıdır. İletişim kurma şeklinizle ve problem çözme yöntemlerinizle çocuğunuza örnek bir rol model olmaya gayret edin.
- Yaşadığı problemi ve hissettiği duyguları ifade etmesine izin verin. Onunla ve problemiyle dalga geçmeyin. Güvende olduğunu ifade edin ve hissettirin. Kendini ifade ettikten sonra yapabilecekleriniz hakkında konuşarak ortak bir yol izlemeye çalışın.
- Öğretmen-veli iletişimi her durum ve koşulda olduğu gibi burada da çok önemli bir yer kaplıyor. Çocuğunuz zorbalığa maruz kalsın veya kalmasın, okulu ve öğretmenleri ile iletişiminizi sağlam temeller üzerine inşa edin. Okulunu, öğretmenlerini, sınıfını tanımaya gayret edin. Bu, yaşanacak olası bir problemde müdahale sürecini hızlandırarak hem sizin hem de zorba davranışta bulunan çocuğun yaşayabileceği daha ciddi problemlerin önüne geçecektir. Aynı zamanda, çocuğunuzun kendisini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır. (Çünkü zorba davranışlara maruz kalan çocukta ailesi/öğretmenleri tarafından korunacağı düşüncesi zedelenir.)
- Çocuğunuzun akran zorbalığına maruz kaldığından şüpheleniyorsanız sınıf öğretmenleri ve okul psikolojik danışmanı ile ivedi şekilde iletişime geçin.
- Bütün bunlara rağmen zorbalığın etkileri devam ediyor veya hiç azalma göstermiyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!
KAYNAKÇA:
Çankaya, İ. (2011). İlköğretimde akran zorbalığı. Mevlana Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24(1), 81-92.
Dinçer, Ç. ve Uysal, H. (2012). Okul öncesi dönemde akran zorbalığı. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 5(4), 368-383.
Gökler, R. (2009). Okullarda akran zorbalığı. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 6(2).
Gürhan, N. (2017). Her yönüyle akran zorbalığı. Türkiye Klinikleri Dergisi, 3(2),175-81.
Facebook Yorum
Yorum Yazın