Cinsellik ülkemizde konuşulması zor konuların başında geliyor. Hele bir de bu konuda soru soranlar çocuklar olunca... Kimi aileler bu durumu bir tabu kabul edip hiç konuşmamayı tercih ederken bazı aileler ceza yöntemiyle çocuğu bastırmayı, çocuğu terbiyesiz ilan etmeyi, ayıplamayı seçebiliyorlar. Bazı ebeveynler de ''Her şeyi bilsin. Her şeyi benden şimdi öğrensin'' düşüncesiyle, aslında iyi niyetle gelişigüzel bir şekilde her şeyi anlatabiliyorlar. Tüm bu davranış örüntüleri de çocukları, gelişim sürecinde olumsuz etkileyebiliyor. Merak ettikleri sorulara yeterli cevapları alamayan çocuklar bu ihtiyaçlarını zararlı yollardan gidermeye çalışabiliyor. Bu yollar bazen internet sitelerinden bilgi edinmek olduğu gibi çocuklar sorularına cevap verebileceğini düşündükleri yetişkinlere sorularını yöneltebilirler. Bu da, çocukların istismarına kadar varan ciddi sorunlara yol açabilir. Başka bir olumsuz durum ise çocukların benlik gelişimleriyle ilgili. Çocuklar sordukları sorular karşısında ayıplanıp, cezalandırıldığında ''ben kötü biriyim'' algısı geliştirebilirler. Bununla birlikte ileriki yaşlarda da çocuklar cinselliğe karşı olumsuz bir tutum geliştirebilir ve cinsel problemlere sahip olabilirler. Peki çocuklara cinsel eğitim verirken nelere dikkat etmeliyiz? Sorularını nasıl cevaplamalıyız? Ne kadar bilgi vermeliyiz?
Öncelikle bilmemiz gereken en temel şey, cinsel gelişimin de duygusal, fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişim gibi doğal ve önemli bir gelişim süreci olduğudur. Doğru ve sağlıklı bir cinsel eğitimle bireyler benliklerine, cinsiyetlerine ve karşı cinslere karşı olumlu bir bakış açısı geliştirebilir, bedenleriyle barışık bireyler olarak yaşamlarını sürdürürler. Genellikle 3 yaş civarında çocuklarda merak duygusu artmaya buna paralel olarak sorular da artmaya başlar. Çocuklar başlarda etrafı tanımaya yönelik sorular sorarken daha sonra bu sorular kendi bedenlerine ve cinsiyetlerine yönelik sorulara evrilir. ''Ben nasıl dünyaya geldim?'', ''Bu neden kız?'' ''Bu neden erkek?'', ''Beni ve onu(karşı cins) farklı kılan ne?'' sorular bunlardan bazılarıdır. Çocukların sordukları soruları cevaplarken şunlara dikkat etmemizde yarar vardır:
1) Çocukların sordukları sorulara yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun; kısa ve öz cevaplar vermeliyiz. Bu konuda yine çocukların yaşlarına uygun resimli kitaplardan, animasyonlardan ve bakanlık onaylı videolardan yararlanabiliriz. Zaten verdiğimiz cevaplar çocuk için yeterli olacaktır, bu da onun merak duygusunun tatmin olmasını sağlarken aynı zamanda olası risklerin de önüne geçmemizi sağlar. Yaşına ve gelişim dönemine uygun olmadığını fark ettiğimiz sorularda bunun için yaşının daha küçük olduğunu vakti geldiği zaman yine sizin kendisine bilgi vereceğinizi söyleyerek güven duygusu oluşturabilirsiniz.
2) Sorular karşısında çocukları ayıplamamak ve sakinliği korumak çok önemlidir. Unutmayın ki çocuklar önce duygu durumunuza ve yüz ifadenize dikkat ederler. Panik yapmamak ve sakinliği korumak çok önemlidir. ''Ayıp'', ''terbiyesiz'', ''anneye/babaya ne biçim sorular bunlar'' gibi ifadeler çocuğun kendisine ve bedenine karşı utanç ve şüphe duyguları geliştirmesine neden olabilir. Bu durum ileride çocukların cinselliğe karşı olumsuz tutumlar geliştirmesine, cinsel problemler yaşamalarına sebep olabilir.
3) 3-6 yaş arası cinsel gelişim açısından kritik öneme sahiptir. Bu dönemde çocuklar karşı cins ebeveynlerine özel bir ilgi beslerken, aynı cins ebeveynlerini de rol model alırlar. Bu dönemde çocuklarda iğdiş edilme korkusu varlığını gösterir. Kritik öneme sahip olması açısından bu dönem hakkında bilgi sahibi olmalıyız.
4) Çocuklarda mahremiyet duygusu geliştirilmelidir. Çocuk, ebeveynleriyle banyoya, tuvalete gitmek isteyebilir veya ebeveynleri içerideyken onları görmeye çalışabilirler. Bu duruma izin verilmemeli, engel olunmalıdır. Bunun için ebeveynler çocuğa rol model olmalıdırlar. Yine çocuklar ebeveynlerinin cinsel yakınlaşmalarına ve üst değiştirmelerine tanıklık etmemelidirler. 3 yaştan itibaren aileleriyle ve imkan varsa karşı cins kardeşleriyle odaları ayrılmalıdır.
5) Bazen çocukların soruları karşısında ebeveynler bir cevap bulamayabilir, hazırlıksız yakalanabilirler. Böyle durumlarda çocuğa dürüst bir şekilde ''Bu konu hakkında bir bilgim yok ama bilgi edinip ondan sonra sorunu cevaplayabilirim.'' diyebiliriz.
6) Ebeveynlerin en çok korktukları soruların başında şüphesiz; ''Ben nasıl doğdum?'' sorusu gelir. Bu soru karşısında çocuğa ''seni çok istedik oldun'', ''seni leylekler getirdi'' gibi mantıksız ve gerçeği yansıtmayan cevaplardan kaçınmamız gerekir. Çocuk bir süre buna inanmış gibi görünse de arkadaşlarından duydukları ya da çevresinde bu bilgiyle çelişen yeni bir bilgiyle karşılaştığı zaman korkabilir, şaşırabilir veya size güvenini kaybedebilir. Bunun yerine ''Baban ve ben bir çocuğumuz olsun istedik. İkimizden bir parça benim karnımda büyümeye başladı. Karnımda duramayacağın kadar büyüdüğün zamanda hastaneye gittik ve sen dünyaya geldin.'' denilebilir.
7) Çocuklar kendi cinsleri ve karşı cinsin cinsel organını merak edebilir ve bununla ilgili soru sorabilirler. Bu durumda çocuğa kısa ve öz bir şekilde erkeklerin cinsel organının dışarıda kızların ise içeride olduğu söylenebilir.
Cinsel Eğitim bir anda başlayıp biten bir süreç değildir. 3 yaşında başlayan cinsel eğitimi ilerleyen dönemlerde ergenlik döneminde bedenlerinde meydana gelecek değişimler hakkındaki bilgilendirmeler de takip eder. Ebeveynler cinsel eğitim verme konusunda ciddi kaygılar taşıyorsa, bilgi eksiklikleri olduğunu düşünüyorsa bu durumda bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilirler. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!