Öfke; sevinç, neşe, mutluluk, hüzün gibi doğal bir duygudur. Zaman zaman olumsuz olarak algılansa da öfke, kendimizi tanımamızı ve ifade etmemizi sağlayan en güçlü ve yararlı duygularımızdan biridir. Çocukların da yetişkinler gibi zaman zaman öfkelenmesi bu durumun gün içerisinde birden fazla kez gözlenmesi doğal bir durumdur ama gün içerisinde çocuklarda görülen öfkenin yoğunluğu ve şiddeti bize ters giden durumların sinyalini veriyor olabilir. Peki bu durumlarda ne yapmalıyız? Öfke patlamalarını nasıl karşılamalıyız?
1)Bilmemiz gereken ilk şey öfkenin de önemli ve doğal bir duygu olduğudur. Önemli olan öfkenin nasıl ifade edildiğidir.
2)Ebeveynler çocuklarında öfkenin zararlı ve istenmedik bir duygu olduğu algısını yaratmamalıdır. Amaç öfke duygusunun ortadan kaldırılması değil öfkenin kontrollü ve uygun şekilde ifade edilmesidir.
3)Öfke duygusu yetişkinlerin olduğu gibi çocukların da kendilerini tanımalarını sağlar. Bilmemiz gereken bir diğer önemli şey ise öfkenin çoğunlukla ikincil bir duygu olduğudur. Yani öfkenin altında çoğu zaman ifade edilmemiş bir üzüntü, hayal kırıklığı gibi birincil duygular yatar.
4)Öfke patlamaları normaldir. Fakat günde 4-5 ve daha fazla görülen veya saldırganlığa dönüşen öfke patlamalarına karşı destek alınmalıdır.
5)Öfke, çocuğun yaşı ve gelişim dönemiyle doğrudan bağlantılıdır. Örnek vermek gerekirse okul öncesi dönemde bir çocukta gözlenen zorba davranışlar veya tehditvari konuşmalar bizim için dikkat edilmesi gereken ipuçlarından bazılarıdır.
6)Öfke patlamaları esnasında her olay ve durumda olduğu gibi en önemli unsur kullandığımız dildir. Aileler çocuklarını yargılayıcı, azarlayıcı ve öfkeyi bastırmaya yönelik bir dil yerine yapıcı, sakin ve teşvik edici bir dil kullanmalıdır.
7)Duyguları tanımak: Çocukların hem olumlu hem olumsuz duyguları tanıması ilk ve en önemli adımdır. Duygularını bilen ve tanıyan bir çocuk kendini ve yaşadıklarını daha kolay ifade edebilir.
8)Örnek olmak: Çocukların ilk rol modelleri ebeveynleridir. Bu sebeple ebeveynler çocuklarına hem olumlu hem olumsuz duygularını ifade etme konusunda örnek olmalıdır.
9)Nedeni belirlemek: Az önce de söylediğimiz gibi, öfke genellikle ikincil bir duygudur ve altında üzüntü, hayal kırıklığı, mutsuzluk gibi birincil duygular barındırır. Bu duyguya ve bu duyguya yol açan nedene ulaşıldığında çözüme yönelik neler yapılabileceği , uygun çözüm önerileri çocukla birlikte konuşulabilir.
10) Öfke anında çocukla konuşmak, ''kızarım, küserim'' şeklinde tehdit etmek, nasihat vermek doğru davranışlar değildir. Bunun yerine sakinleşmesini beklemek, bir şeylere vurma ihtiyacı hissediyorsa yastık, hacıyatmaz gibi nesnelere yönlendirmek ve sakinleştiği zaman onu öfkelendiren olay hakkında konuşmak işlevsel olan davranışlardandır.
11)Özel vakit geçirmek: Gün içerisinde çocuklarla yalnızca 15-20 dakika onların sevdiği ve eleştirilmediği bir ortamda onların sevdiği etkinliklerle (oyun, resim, yapboz vb.) vakit geçirmek onlara, önemli oldukları ve sevildiklerine dair mesajlar verecektir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!