Aydın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Hasan Toker

Hasan Toker

Mail: [email protected]

EKODOSD, RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ, ARILAR ve FISTIK ÇAMLARI

EKODOSD, RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ, ARILAR ve FISTIK ÇAMLARI

Geçtiğimiz yaz ülkemizde Manavgat’tan Marmaris’e birçok alanı etkileyen yangın hariç köşe yazılarımı hep haşere mücadelesi üzerine yazdım. Şimdi ise yine beni bunun dışında yazmaya iten başka bir konu var. Beşparmak Dağları’nda yapılması planlanan rüzgar enerji santralleri (RES)…

            Aslında bu haberi ilk Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) paylaşımında gördüm. Uzun süredir çalışmalarını yakından takip ediyordum. Dernek başkanı Bahattin bey ile çok olmasa da irtibattaydım. Uzman Biyolog olmamdan kaynaklı çevreye her zaman duyarlı oldum. Elbette temelde ailede bu sevgiyi almış olsam da üniversiteden hocam Prof. Dr. Güven Görk’ün katkısı yadsınamaz. Kulakları çınlasın. Haşere mücadelesini ise çevreye en az etkiyle yapmaya çalışıyorum. Lafın kısası çalışmalarını beğendiğim ve bilim çevresince çok fazla katkı alan, sırtlarını bilime dayamış bu insanlarla ortaklaşmak istedim ve derneğe geçtiğimiz günlerde üye oldum. Üye olduktan sonra dernek tarafından ilk aldığım haber Beşparmak Dağlarında (Milas-Sakarkaya köyü ve Karpuzlu-Tekeler Köyü) yapılması planlanan RES’ler oldu.

            Temel çalışma prensibi rüzgar enerjisinden elektrik üretilmesi olan rüzgar türbinlerinin, fosil yakıtlara oranla çok daha temiz ve çevre dostu olduğu net bir şekilde bilinmektedir. Rüzgar türbinleri çalışma prensibi gereği sera gazı salınımlarına yol açmadığı için sürdürülebilirlik adına önemlidir. Ancak bu olumlu yönünün yanında, bazı çevresel olumsuzluklar da söz konusudur. Gürültü ve estetik etkinin olumsuzluğu özellikle Karaburun halkı tarafından birçok kez dile getirildi zaten. Bir de bunun yanı sıra yaban hayatı için negatif etkileri de vardır. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde yaban hayatı için rüzgar enerjisi kaynaklarının ciddi olumsuz etkileri olduğu bulunmuştur. Enerjimizin temiz ve sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmesinin çok önemlidir ancak çevreci bir yaklaşımın da olması gerekmektedir.

            Yaban hayatına gelmeden önce gürültü kirliliğinden bahsedelim. RES dendiği zaman ilk akla gelen gürültü kirliliğidir. Hem mekanik yani çalışma esnasında türbinin çıkardığı ses hem de aerodinamik yani kanatların dönmesiyle birlikte oluşan hava akımının sesi gürültü kirliliğine yol açmaktadır. Bu gürültü rüzgarın gücünden türbinlerin malzeme yapısına kadar farklı nedenlerle değişkenlik gösterebilir. Görsel olarak da kirlilik sunmaktadırlar. Rüzgar gücünden daha fazla yararlanma amacıyla tepelere ve görünür yerlere yerleştirilmek zorundadırlar. Genellikle 100 metreden daha uzun oldukları hesaba katılınca estetik açıdan kirlilik oluşturmaları kaçınılmazdır.

            Rüzgar türbinlerinden en çok etkilenen kanatlılar yabani kuşlar ve arılardır.Yaban kuşlarının uçuş yolu üzerinde kurulacak rüzgar santralleri kuşların uçuş mesafesini ve bu türbinlerin etrafından dolaşmak için gereken enerjiyi arttıracaktır. Birçok kuş türündeki üreme başarısı, üreme sırasındaki vücut durumu ile ilişkilidir. Uçuş enerjisindeki artma beraberinde kütle miktarındaki azalmaya sebep olacaktır. Bu durum da kuşlar için zararlı olabilmekte ve popülasyonu doğrudan etkileyebilmektedir.

Yabani kuşlar bazı böcek ve kuşların tarımsal alanlardaki etkinliğini azaltmaktadır. Vektör (Hastalık Taşıyıcısı) olan bazı böceklerin kontrolüne katkı sağlamaktadır. Bir diğer potansiyel etki ise, habitat kaybı ve türbin kanatları ile çarpışmalardan kaynaklanan ölümlerdir.

Şimdi gelelim arılara. Arılar benim özel ilgi alanımdır. Yangınlarla ilgili köşe yazımda da daha çok arı popülasyonunun yok oluşu üzerinden değerlendirme yapmıştım. Arılar tarımsal sürdürülebilirlik için oldukça önemli canlılardır. Tozlaşmayı sağlamaya yardımcı olduklarından global tarımın devamı büyük ölçüde arı popülasyonuna bağlıdır. Rüzgar türbinlerinin genel olarak arılara etkisi ne olabilir? Rüzgar türbinleri kanatlarına ulaşan rüzgarın çoğunu hareket enerjisine dönüştürebilmektedir. Geriye kalan rüzgar ise yüksek hız ile savrulmaktadır. Buna bağlı olarak yerdeki nemli havanın yukarıya çıkmasına neden olabilir ve çevredeki arı varlığına önemli zararlar verebilmektedir. Ayrıca dönen kanatlar böcekler ve arılar için ölümcül bir mekanizma durumundadır. Kanatların yarattığı rüzgarla birlikte türbin çevresinde oluşan türbülans ve basınç farkı da arıların kalıcı fiziksel hasar almalarına neden olmaktadır. Peki bu durumun fıstık çamlarıyla alakası nedir?

Muğla ve Aydın illeri arıcılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerdir. Çam balı üretimi olarak Muğla’yı bambaşka bir yere koymakla birlikte Aydın ilinde de üretimi oldukça fazladır. Rüzgar Enerji Santrallerinin yapılması için bahsi geçen alan Milas ve Karpuzlu ilçeleri olsa da Yatağan, Koçarlı ve kısmen Çine’nin dağlarında da etkisi olacaktır. Bu bölgelerde fıstık çamı yoğundur ve halk arasında Künar diye bilinen çam fıstığı üretimi fazla olup yöre halkının başlıca geçim kaynağıdır. Bu bölgede RES yapılabilmesi için birçok fıstık çamı kesilecek. Hem santrali kurmak hem de yol açmak için. Bu kesilen ağaçlar Künar üretimini  azaltacağı gibi arıcılığa da büyük etkisi olacaktır. Bilindiği gibi arılar bal yapmak için bazı çam ağacı türlerinin gövdesinde yaşayan bir böceğin salgısına ihtiyaç duyarlar. Halk arasında Basra denen Çam Pamuklu Böceği’nin salgısını kullanarak çam balını yaparlar. Üstelik T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Muğla’da arıların konaklama sorunlarını azaltmak ve arıcılığı geliştirmek için Basra Böceği aşılaması (çoğaltması) yaptığını hatırlıyorum. Bazen insan bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyor. Diğer yandan çam ağaçlarını kesersen ne fıstık alabilirsin ne de bal. Yöre halkı için değerlendirme toplantıları yapılıyor. Yöre halkını ikna edebilirler mi bilemem. Ama beni ikna edemezler. Edemezler çünkü kar-zarar hesabı yaptığımda arılar her şeyden üstün geliyor. Geçtiğimiz yaz hem çam ağacı hem de arı popülasyonu olarak çok kayıplar verdik. Bu yaz ne olacağını da bilmiyoruz. Daha fazlasını yaşamayalım.

 

Kaynak:  Gürbüz, E. Y., Altıntaş, A., Sürücü, B., ve Tuncer A. D., “Rüzgar türbinlerinin yaban hayatına etkilerinin incelenmesi”, Politeknik Dergisi, 24(3): 953-962, (2021).

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar