Ergenlik dönemi duygusal gelişim, en fırtınalı alanlardan birini içerir. Bu dönemde genç; bir yandan çocukluk dönemine veda ederken yetişkin olma yolunda ilk adım olan ergenlik döneminin getirdiği sorumlulukları üstlenmeye, liseye, yeni arkadaş ve öğretmen çevresine adapta olmaya çalışırken bir yandan da ergenlik döneminin getirdiği fiziksel, cinsel ve duygusal değişimlere ayak uydurmaya çalışır. Cinsel kimlik arayışının yansıması olarak karşı cinsle yakınlaşma ve romantik ilişkiler de ergen için bir stres kaynağıdır. Beğenilmeme, terk edilme, cinsel deneyimlere girme arzusu, ebeveynlerin cinsellikle ilgili baskıları bu sürecin sancılı geçmesine neden olabilir. Bunların yanı sıra özellikle de hormon seviyesindeki değişimin ergenlerin duyguları üzerinde oldukça etkili olduğu görülür. Hormon seviyelerindeki değişim ergenin duygularının yoğunluğunu ve şiddetini doğrudan etkiler. Karşı cinsle yakınlaşma, kimlik gelişimi ve benlik değerlerini kazanma uğraşı sonucunda ergen beden algısı üzerine yoğunlaşabilir. Boy, kilo, sivilceler, cinsel organlar sorun edilebilir. Bunun sonucunda ergenin duygusal tepkilerine abartının ve çelişkilerin hâkim olduğunu görürüz.
Ergenlik döneminde genç birçok duyguyu bir arada yaşayabilir. Bu duygular ve duyguların yaşanma yoğunluğu ve şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte en sık gözlenen duygular şunlardır:
1)Özgüven: Özgüven bir dönemde birdenbire ortaya çıkan bir özellik değildir. Yaşamın ilk yıllarından ve çocukluktan beri başlayan ve yetişkinlik süresince devam eden bir süreç olarak karşımıza çıkar. Gençler, ergenlik döneminde çeşitli nedenlerden dolayı özgüven kaybı yaşayabilir. Bu dönemde olası özgüven kayıplarını engellemek veya özgüven gelişimine katkıda bulunmak için ergene başarı duygusunu hissedebileceği ortamlar yaratılmalıdır. Bununla birlikte bir grubun parçası olmak ve ‘’işe yararlık’’ hissi de ergenin özgüvenini besleyecektir.
2)Öfke: Öfke, ergenlik döneminde en sık gözlenen duyguların başında gelir. Kimi zaman öfkenin şiddeti ve ifade ediliş biçimi ergenin çevresiyle problemler yaşamasına neden olur. Bu dönemde ergeni en çok öfkelendiren durumların başında; alay edilmek, küçük düşürülmek, otorite figürleri ve algılanan baskı, kurallar, hükmedilme, azarlanmak, haksızlığa uğramışlık hissi olarak sıralanabilir. Öfkenin ele alınış biçimi ve ifade edilme tarzı oldukça önemlidir. Öfke nöbetleri esnasında ergen ile iletişime geçmek , nasihat vermek veya sakinleştirmeye çalışmak yerine ergenin öfkesini ifade ettikten ve regüle olduğundan emin olduktan sonra ergen ile bu duygusu ve sebepleri hakkında konuşmak daha sağlıklı olacaktır.
3)Sevgi: Ergenlik döneminde ön plana çıkan duygulardan biri de sevme ve sevilme isteğidir. Ebeveynleri ile bağın ikinci plana atıldığı ve karşı cins ve arkadaşların sevgisinin önem kazandığı ergenlik döneminde ergenlerde bir arayış görülür. Ergenin sevgisi az kişiye karşı fakat güçlüdür. Bunların normal olduğunu bilmekle birlikte bilgi eksikliği birçok riskli davranışı da beraberinde getirebilir. Bu nedenle ergenlerin bilinçlenmesi sağlanmalıdır.
Bununla birlikte ergenler birçok duyguyu daha yaşarlar. Bir de bu duyguların ergenlerin davranışlarına nasıl yansıdıklarına bakalım:
1)Yalnız kalma isteği: Bu dönemde genç, ani duygu değişiminin de etkisiyle yakın çevresine karşı küçük kırgınlıklar yaşayabilir. Bu durum beraberinde anlaşılmamışlık duygusunu da getirecektir ve duygu düşünceleriyle baş başa kalmak isteyecektir. Yalnız kaldığı anlarda genç, varlığını, varoluşun anlamını sorgulayarak kendini tanımaya ve kimliğini oluşturmaya çalışır.
2)Çalışma isteksizliği: Ergenlik döneminde ilgi ve öncelik arkadaş çevresi ve karşı cinse yöneldiğinden dolayı okul ve derslere olan ilgi arka plana itilir. Bununla birlikte başarısız olma korkusu ve kendilerine olan inancın azlığı da ergenin okul başarısında düşmeye neden olabilir.
3)Otoriteye başkaldırı ve isyan: Bu dönemde ergenlerde en çok gözlenen düşüncelerden biri ‘’Bana bir şey olmaz’’ dır. Bu düşüncenin de etkisiyle ergen kuralları ve yasakları saçma bulur, kendisine otoriteyi çağrıştıran tüm figürlere isyan eder. Bir uyarı veya tepki ile karşılaştığında ‘’Bana karışamazsınız, ben çocuk değilim’’ gibi cevaplar çok sık gözlenir. Otorite figürlerinden bir baskı algılandığında öfke en çok gözlenen duygu olmakla birlikte isteklerinin karşılanmaması dahilinde ergen küskün ve somurtkan olur. Bu durum yaşın ilerlemesi ile yerini olgunluğa ve hoşgörüye bırakır.
4)Hayalperestlik: Bu dönemde ergenlerin özellikle ders çalışma gibi odak gerektiren işlerde dalıp gittiği, zamanlarının büyük birçoğunu bu dalıp gitmelerle kaybettiği gözlenir. Bu dönemde hayatın gerçekleri içerisinde kendini bulamayan ve hedeflerine ulaşamayan genç hayal kurarak bunu telafi etmeye çalışır.
5)Çekingenlik: Kendinden ve yeteneklerinden emin olamayan, kendine ve yeteneklerine güvenemeyen birçok ergenin yaşadığı durumdur. Başarısız olma ve sevilmeme kaygısı ile genç yapabileceği birçok işten uzak durur. Bu durum gencin özgüvenini ve girişimciliğini olumsuz etkileyebilir.
Ergenlik döneminde duygusal gelişim sürecinde ergen; duygularını tanımayı, farkında olmayı, duygularının ve onları yaşamanın ağırlığını, duygularını kabul ve ifade etmeyi öğrenmelidir. Bu süreçte ergenin en büyük destek kaynağı bebeklik döneminde özellikle de anne ile gelişen güvenli bağlanmadır. Güvenli bağlanan bebek annesini diğer insanlara tercih etmekle beraber annesinden kısa süreli ayrılıklara ve hayatı keşfetmek için ondan uzaklaşmalara tahammül edebilir. Güvenli bağlanma aynı zamanda ergenin kendi yolunu çizmesini kolaylaştıracaktır. Güvenli bağlanmanın gelişmediği durumlarda ise genç yetişkin yaşamında riskli davranışlarda bulunmaya yatkın, romantik ilişkilerinde kaygılı veya tamamen duygusal ilişkilerinden kaçınan bir profile sahip olabilir. Bu dönemde duygusal gelişim sürecinin sağlıklı devam edebilmesi ve tamamlanabilmesi için ergenin ihtiyaç duyduğu en önemli şey ebeveynlerinin ilgi ve desteği, desteklendiği ve onaylandığı bir akran grubu olacaktır.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!
KAYNAKÇA:
Mustafa, K. O. Ç. (2004). Gelişim psikolojisi açısından ergenlik dönemi ve genel özellikleri. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(17), 231-238.
Sayıl, M., Uçanok, Z., & Güre, A. ERKEN ERGENLİK DÖNEMİNDE DUYGUSAL GEREKSİNİMLER, AİLEYLE ÇATIŞMA ALANLARI VE BENLİK KAVRAMI: BETİMSEL BİR İNCELEME.
DURUALP, E. (2014). ERGENLERİN SOSYAL DUYGUSAL ÖĞRENME BECERİLERİNİN CİNSİYET VE SINIFA GÖRE İNCELENMESİ.
https://www.kimpsikoloji.com/ergenlikte-duygusal-gelisim/
https://www.antalyapsikiyatri.com/cocuk-sorunlari-psikolog/ergenin-duygusal-gelisimi
Facebook Yorum
Yorum Yazın