Nerede olursa olsun, nasıl olursa olsun, iste haklı ister haksız, savaşı hiç istemeyen bir kesim varsa o da kadınlardır. Çünkü kadınlar bilirler ki savaş olduğunda kaybedilen her asker bir ananın yüreğine düşmüş ateştir. Bir kurşun yalnız bir askeri öldürmez, bir anneyi de öldürür. Onun için hangi tarafta olursa olsun ölen bir askerin artık annesi de yaşayan bir ölüdür.
Ukrayna ve Rusya savaşı da yine en çok anaların yüreğini yakmıştır, yakıyor da. Çünkü analar hem savaşan çocukları hem hiçbir şeyden anlamayan küçük çocukları için en çok tedirgin olanlardır, en çok korkanlardır. Bu korku kendi canlarından çok çocuklarının canı içindir. Öyle zannediyorum ki dünyayı anne olan kadınlar yönetseydi savaşlar olmazdı.
Ama zaten ulusların halkları savaş istemiyor, yöneticileri istiyor. Rusya'da insanlar sokakta savaşa hayır sloganları atıyor, fakat yöneticilere sorarsanız halkı için savaşıyor.
Bugün savaşan tarafların Rusya-Ukrayna olması önemli değil, yarın başka bir ülke olur, bundan önce Suriye vardı, Irak vardı, Libya vardı, ne oldu? Ölen öldü, olan da yine halka ve o halk içindeki analara oldu.
Dünya kime yetmiyor? İklim dengesi bozuldu, ölümcül virüsler ortalarda geziyor, gezegenin sonu yaklaşıyor ama liderler toprak kapmak, sömürge elde etmek peşinde. Onca güçlü devletler gözle görünmeyen bir korona virüsünü alt edemediler, ona her gün can veriyorlar ama hala hayatın gerçeğini göremiyorlar. Dünya kime kalmış ki?..
İnsan evladının gözü doyduğunda anaların da gözyaşı kuruyacaktır. Analar da çocuk yetiştirirken her bir evladının bir ülkeyi yönetme ihtimalini hiç unutmayacaktır. Vicdanlıinsanlar yetiştirecekler, vicdan yoksa adalet yoktur, adalet yoksa zorbalık vardır, zulüm vardır.
Anneler, çocuklarınızı vicdanlı, adaletli, merhametli, yardımsever, insansever, doğasever yetiştirin, aksi takdirde sizinle birlikte hepimizin yüreği yanıyor, yanacak.
Facebook Yorum
Yorum Yazın