Erkekler belli bir yaştan sonra hayatlarına hakim olan durgunlukla baş etmekte zorlanırlar. Neden? Belki de bu durgunluğu harekete çevirmek istemiyorlardır ya da bunun yollarını henüz keşfetmemişlerdir. Aslında hayatımızı dolu dolu yaşamak, hele kırkına vardıysak her şeyi çok daha anlamlı bir yoğunluğa eriştirmek hiç de zor değil.
Şimdi örnek olaya bakalım ve bu durgun örnekten nasıl bir devinim çıkarabiliriz birlikte görelim.
Örnek 1.
Ahmet Bey evli ve 12 yaşında bir kız babasıdır. Hayattan son zamanlarda çok da tat almamaktadır. Yaşlandığını düşünüyor. Hep aynı şeyleri yapıyor. İşe gidip geliyor, televizyon izliyor, arada bir misafirlerle zaman geçiriyor. Belli bir alışkanlığı yok.
Ahmet Bey, öncelikle hayatta yaşanmaya değer çok şey olduğunu fark edin, sonra henüz yaşlanmadığınızı da görün.
Kızınızla en son ne zaman dışarıda bir yerde baş başa zaman geçirdiniz? Onunla zamanınızın bir kısmını paylaşın. Hafta sonu dışarı çıkıp onunla yürüyüş yapın. Ama bunu ona “ hadi yürüyüşe gidelim” şeklinde söylemeyin. Onu özel olarak davet edin. Bir çay içmeye ya da yemek yemeye de davet edebilirsiniz. Onunla baş başa kalın ve ona zaman harcayın. Unutmayın o üniversiteye başladığında artık isteseniz de bunların büyük kısmını gerçekleştiremeyeceksiniz.
Sesinizi duyar gibiyim. Ya eşim ne olacak? Aynı şeyi eşiniz için de yapabilirsiniz.
Bütün telefonları sessize alın, televizyonu kapatın, bir akşam sohbeti yapın ailenizle. Bunu haftada en az bir kez yapın. Çok şey keşfedeceksiniz.
Bir kitap okumayalı ne kadar oldu? Okuyor musunuz, demek iyi bir okursunuz ve televizyon izlemiyorsunuz. O zaman kendinizi bir akşam film izleyerek ödüllendirin.
Kitaplığınızı kızınızla birlikte elden geçirin. Temizleyin, düzenleyin.
Bunlardan en az birini bile denerseniz sıkıntınızı unutursunuz. Olmadı mı, diğer yazımızı okuyunuz. İyi haftalar.