Örnek: Yasin Bey, kırkını çoktan geçti, on yıl kadar oluyor.
İki kez evlilik yaptı, ikisi de çok çabuk sonlandı.
Yasin Bey’in tercihlerine bir şey diyemeyiz.
Lakin kafası karışık. Yeni bir evlilik olur mu olmaz mı diye.
Yeterli hobisi, uğraş alanı da olmadığı için hayatını biriyle paylaşıp
hem yalnızlıktan kurtulmak hem de iki kez başarısız olduğu aile kurmada
bir sonuca varmak istiyor. Yasin Bey kendisini şanssız ve mutsuz biri olarak yorumluyor.
Öncelikle Yasin Bey, insanlar şanslı veya şanssız oldukları konusunda çoğu zaman yanlış hükümler verirler. Sizin kendiniz için şanssızlık olarak gördüğünüz bir şeyi bir başkası sizin için bir şans olarak görebilir. İyi gitmeyen ve bir türlü de sonuçlanmayan bir evlilik içindeki sözgelimi Ali Bey şimdi sizi ne kadar şanslı görüyordur. Yakından tanıdığınız Mehmet Bey’in oldukça mutlu bir evliliği var; karı koca birbirlerini çok da sevip sayıyorlar; size Mehmet Bey ne kadar şanslı görünüyor. Yani, şans dediğiniz şey aslında görecelidir ve madalyonun hangi yüzüne baktığınızla ilgilidir.
Mutluluk veya mutsuzluk konusuna gelince. Biliyorsunuz ki mutluluk veya mutsuzluk bir düşünce değil duygudur. Yani hissi bir şeydir, kalbi bir şeydir. Öyleyse az sonra başka bir şey hissettiğinizde mutlu olabilirsiniz ya da tam tersi. Onun için mutsuzluğun kapınıza dayanıp bir daha da gitmediğini falan düşünmeyin. Mutsuzluğu dünyanızdan göndermek de göndermemek de elinizdedir, tıpkı mutluluk gibi.
Size önerim, mutlu olduğunuz şeylerin bir listesini yapın. Bir liste de mutsuzluk veren şeyler için. Sonra bu iki listeyi önünüze koyup sizi mutsuz edenlerden ortadan kaldırabileceklerinizi işaretleyin. Bu şu demektir; bazı mutsuzluklar bizim çabamızla yok edilebilir, akşam haberlerinde hep olumsuz şeyleri izlemek, birini veya bir şeyi kafamıza takmak, yalnız olduğumuzu düşünmek gibi. Bazı mutsuzluklarımıza etkimiz olmaz; işimiz, üst kat komşumuz, yaşadığımız mahalle gibi. Öyleyse değiştirebileceklerinizi değiştirin, değiştiremeyeceklerinizi daha yaşanır kılın.
Yasın Bey, biliyorum, şimdi bunları yapabilseydim zaten bu konumda olmazdım, diyeceksiniz. Belki de bunlar aklınıza gelmedi. Sizinle konuşmaya devam edeceğiz Yasin Bey, haftaya tam da buradan, kaldığımız yerden sürdürelim.
Keyifli okumalar, iyi haftalar diliyorum.