Bugün temel olarak bidiğimiz cinsel istismar suçunun hukuki boyutta ağırlaştırılmış halini konuşacağız. Çocuğun cinsel istismarı tüm dünyada psikolojik, hukuki, ahlaki ve sosyal bir sorundur. Cinsel istismar her yaş, ırk, cinsiyetten insanı etkileyebilir. Çocuklar cinsel istismar açısından en korunmasız grubu oluşturmaktadırlar ve çocukluk çağı cinsel istismarı sıklıkla utanç, suçluluk gibi çeşitli sebeplerle gizli kalmaktadır. Çocuğun cinsel istismarı suçu, kanunda belirlenen belli yaştaki çocuğun bedenine fiziksel temasta bulunma şeklinde cinsel davranışlar sergilenmesi ile oluşur (TCK 103/1). Suç, 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı” suçlar bölümünde düzenlenmiştir.
Çocukların cinsel istismarı suçunun temel hali, çocuğun vücuduna temas içeren cinsel saikli davranışların gerçekleştirilmesi yoluyla meydana gelir. Cinsel saldırı suçunda olduğu gibi çocuk istismarında da vücuda temas içeren fakat cinsel ilişki derecesine varmayan fiillerle vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi durumunda çocukların cinsel istismarının temel hali söz konusu olurken halk arasında ve uygulamada “tecavüz” olarak bilinen ve vücuda sair cisim sokulması gibi fiiller ise ağırlaştırıcı nitelikli halini oluşturmaktadır.
Cinsel saldırının hastalık değil, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen bir suç olduğu unutulmamalıdır. Cinsel saldırı suçlarının, toplumun erkek egemen kavrayış ve uygulamalarından soyutlanarak sadece cinselliğe indirgenip tıbbileştirilmesi, suçlunun masumlaştırılması riskini taşımaktadır. Suçlu suçludur arkadaşlar, masumlaştırılamaz; resmi konuşmak bir yana bu konu eleştiriye kapalı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 verilerinde suç mağduru çocuk sayısının yılda 122 bini geçtiği, bunların %10 oranında cinsel suçlar olduğu bildirilmektedir. Adalet Bakanlığı’nın 2015 verilerine göre ise yılda ortalama 17 bin dava açılmakta, bu davalar %55 oranında mahkumiyetle sonuçlanmakta; sonuçta yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel olarak istismar edildiği belirtilmektedir.
Kanunlarımızın nitelikli cinsel istismar suçları için söylediklerine gelecek olursak, çocukların cinsel istismarı suçunun tecavüz olarak nitelendirilen vücudun dokunulmazlığını ihlal boyutunun daha fazla olduğu fiiller ile işlenmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali söz konusu olur. Halk arasında ve uygulamada tecavüz olarak bilinen, vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya başkaca bir cisim sokulmak suretiyle işlenmesi durumunda nitelikli hal gerçekleşmektedir. Öngörülen ceza 16 yıldan, 12 yaşını doldurmamış çocuklarda ise 18 yıldan az olmayacaktır. Birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından ve kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenen cinsel istismar suçları cezayı yarı oranda arttırmaktadır. (TCK 103/3)
18 yaşın altındaki her birey çocuk olarak kabul edilmektedir ve yalnızca çocuk olmasından kaynaklanan haklara sahiptir. Çocuğun yüksek yararı gözetilerek düzenlemeler yapılması iç hukukumuza 1995 yılında (4058 sayılı yasa) yansımıştır. Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarı gibi, kamu adına soruşturmayı gerektiren bir suç işlendiğinden şüphe duyan doktor, hemşire, psikolog sağlık çalışanı veya kamu görevlisi, durumu bildirmekle yükümlüdür. Bildirmediği takdirde bir yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaktır. Türk Ceza Kanunu (2005) “çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı” suç olarak tanımlamıştır. Diğer yandan Çocuk Koruma Kanunu (2005) korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bildirilmesinde tüm toplumu sorumlu tutmaktadır. Çocuğun ihmal veya istismarını önlemek devletin ve toplumun sorumluluğudur.
Türk Ceza Kanunu’nda cinsel istismarın değişik biçimleri hakkında ceza hükümleri tanımlanmıştır. Suçun çocuğa karşı işlenmesi ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiş, akrabalık ve gözetim ilişkisinin olması durumu, daha ağır biçimde cezalandırılmıştır. Unutulmamalıdır ki; cinsel istismar şüphesi olduğunda temel amaç çocuğun korunması ve sanığın cezalandırılması olacaktır; bu iki süreç mutlaka birlikte yürütülmek zorundadır.
TCK 103. Madde: Cinsel istismar
Onbeş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
Diğer çocuklara (15-18) karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlardır. 18 yaş altındaki bütün yaş gruplarında temas içeren nitelikli cinsel istismar durumları için ceza arttırılmaktadır.
Çocuk üzerindeki etkisi ve ulaşma kolaylığı, çocuğun direncini zayıflatma nedeniyle akrabalık ya da iş ilişkisi (eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz) kaynaklı failler daha ağır cezalandırılmıştır. Böylelikle yasada ensest terim olarak yer almamakla birlikte ensest kapsamına giren birçok durum ağırlaştırıcı neden sayılmıştır. 15 yaşına kadar olan çocuklarda cinsel ilişkide “rıza” kavramı bulunmamaktadır. 15 yaşından büyük çocuğun rızası var ise 104. Maddede düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçu tanımlanmıştır.
TCK 104. Madde: Reşit olmayanla cinsel ilişki
Suç tarihi itibarıyla reşit olmayan çocukla cebir, şiddet, hile olmaksızın rızasıyla gerçekleştirilen cinsel ilişkidir. Doğrudan çocuğun şikayetçi olmasına dayanır. Şikayet konusunda velisi ile çocuk arasında uyuşmazlık çıktığında çocuğun iradesi esas alınmaktadır. Düğün yapılarak yapılan yasal olmayan evlenmelerde de bu suç oluşacaktır.
Cinsel istismarın bildirilmesinde zaman faktörü çok önemlidir, yaklaşım ve değerlendirme farklılık gösterir. İstismarın son 72 saat içinde meydana geldiği düşünülüyorsa, kanıt materyali elde edilmesi, gebelik için önlem almak yönünden muayenenin geciktirilmemesi çok yararlıdır. İstismarın son 72 saatten daha uzun sürede yapıldığı öyküsü varsa; çocukta duygusal gerilime neden olmadan muayene ertelenebilir, gebelikten koruma yerine gebeliğin gelişip gelişmediği izlenmelidir.
Özellikle aile içinde yaşanan cinsel istismar (ensest) olgularında; adli süreçte bir kısmının suçlamalardan vazgeçtiği, aile çevresinin baskısı gibi nedenlerle failin ceza almasını engellemek için ifadelerin değiştirilebileceği gözlenmektedir. Bu nedenle çocukların istismarı anlatmaktan utanacağı, kendisinin suçlanmasından ve istismarcıdan korkacağı unutulmadan çocuğa güven içinde olduğu hissettirilmeli, cinsel istismardan şüphelenildiğinde görüşmenin olabildiğince uzman kişiler ile yapılması sağlanmalı, cinsel istismar şüphesi halinde çocuğun sağlığı yönünden gerekli değerlendirmelerin yapılması, koruyucu tetkik ve girişimlerin yapılabilmesi için üniversite ya da eğitim hastanelerinde oluşturulan özel merkezlere başvuru yapılmalı, çocukların mağduru olduğu eylem nedeniyle soruşturma evresinde de korunma gereksinimlerinin karşılanacağı unutulmamalıdır.
Susmayalım, çocuklarımızın yanında olalım. Biz hep birlikte güçlüyüz...