Dünya Sağlık Örgütü çocuk cinsel istismarını “bir çocuğun tamamen anlamadığı ve bilgilendirilmiş rızasının olamadığı ya da gelişimsel olarak çocuğun hazır olmadığı ve rızasını olamadığı ya da kanunları ve toplumun sosyal tabularını ihlal eden bir cinsel eyleme çocuğun dahil edilmesi” olarak tanımlar. Cinsel dürtüleri tatmin etmek amacıyla karşısındaki çocuğu güçsüz olarak nitelendirip gücünü, güvenini ve otoritesini kötüye kullanarak çocuğu cinsel eylem ve davranışa maruz bırakan kişi sapkın ve pedofili, bu durum ise çocuk cinsel istismarıdır. Daha yalnızca bu hususun tanımını yaparken dahi insanın kanı çekilirken, sizce artık buna bir dur demenin ve çocuklarımızı koruma yollarının arayışına girmenin vakti gelmedi mi?
Hepimiz biliyoruz temel olarak cinsel istismarın ne olduğunu, peki kaçımız instagramda geçirdiği süreden ödün verip çocuk cinsel istismarını önleme ve çocuğu koruma yollarını araştırıyoruz? Bir çocuğun hayatına dokunmak, bir çocuğun geleceğinin kararmasına müsaade etmemek ve bunun için çabalamak inanın instagrama döktüğümüz saatlerden çok daha kıymetli. İstismar vakaları tavan yapmış durumda, bunun farkında mısınız? Günümüzde kız çocuklarının %71’i, erkek çocuklarının ise %29’u cinsel istismar mağduru. Artık uyanın, açın gözlerinizi! Pandemi kadar, virüs kadar ve hatta daha da önemli bir sorun bu konu. Virüs gelip geçicek, peki ya bir gün çocuk istismar ve ihmali de son bulacak mı, bu da gelip geçici mi?
Cinsel istismar, bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere temas ve dokunma olmadan da gerçekleşebilir. Bir olayın cinsel istismar vakası olması için temas şart değildir. Bir pedofilinin veya bir sapkının çocuğa cinsel içerikli söylemlerde bulunması, çocuğun müstehcen fotoğraflarının çekmesi, çocuğa pornografik içerikler izletmesi ve dahasını söylemeyi bile kaldıramayacağım birçok temas içermeyen husus “cinsel istismar” dır. Bir çocuğu sırf saf ve temiz olduğu, kandırabileceğini bildiği ve güçsüz gördüğü için cinsel istismara maruz bırakıp çocukta akut ve kronik travma yaşatan cani kişilikler... Fakat şöyle bir durum var; cinsel istismar vakalarının, pedofililer ve sapkınların sayısının arttığı kadar susmayan, ses çıkaran, haykıran, çocuklar için mücadele eden ve özellikle de insanlığın hiçbir kötülüğü ve işlediği hiçbir günahı örtbas edemeyeceğini temsil eden “mavi kelebekler” in sayısı da bir hayli arttı. Dünya böyle güzel insanlar sayesinde dünya...
Çocuklarımız, onlar ise o sapkınların gördüğü güçsüzlüklerin ötesinde bir o kadar güçlüler. Fakat bunun farkında ve bilincinde değiller. Tam bu noktada bizlerin görevi onlara özel bölgelerini, bu özel bölgelerine kimsenin dokunamayacağını ve “hayır” demeyi öğretmek, onları güvende hissettirmek, destek olmak, dinlemek, saygı duymaktır. Hepimiz nasıl birer bireysek onlar da öyle; farksız, şartsız şurtsuz “birey” ler. Hatta belki de dünyanın en mükemmel bireyleri onlar. Çocuklarımız geleceğimizin temsili, ışıklarını etrafa pırıl pırıl saçan umut kaynakları. O kadar kıymetliler, o kadar özeller ki... Fakat bunu ona göstermemiz gerek. Bir çocuk “hayır” diyebildiği kadar, sınırlarını onlara çizdirebildiğimiz kadar güçlüler. Yani aslında cevher onlar, bunu onlara aşılayacak olanlar ise bizler.
Hiçbir çocuğumuzun geleceğinin kararmadığı, hiçbir çocuğumuzun cinsel istismara uğramadığı, her çocıığumuzun saçtığı ışıkla geleceğine koşar adımlarla ilerlediği umut dolu ve güzel günlere...
